Haberde Bursa

BUZDOLABI KONUŞUNCA…

21.02.2022
349

Covit-19 salgını başladığından beri günlük yazmaya başladım. Bu günlüklerimden bir çoğunu Facebook’ta paylaştım. İşte o günlüklerimden biri:

10. 05.2021 Sevgili günlük; malum virüsten iki yıldır köşe bucak kaçıyorum. Sobelenmemek için kendimi eve kapattım. Beni bulamadı( umarım hiç bulamaz). Saklambaç oyunumuz iki yıldır devam ediyor. Markete, pazara, fırına giderken duvar kenarlarına saklanarak, insanlardan uzak durarak gidiyorum. Bazen de, “çok mu sakınıyorum, sakınılan göze çöp batar” diye düşünüyorum. Çok sakınmasam mı acaba? Bu salgın nedeniyle “aman Tanrı’m aklıma mukayyet ol!” dönemi yaşıyoruz.

Bursa da, birkaç kez kısa sohbet etme olanağı bulduğum ünlü bir cerrah var. Adı Ceyhun İrgil. İçinin güzelliği yüzüne vurmuş, her yönüyle iyi bir insan, sevilen bir doktordur. Geçen dönemlerde Bursa milletvekilliği de yapmıştı doktorumuz. Hastanede çalışırken her hastasını elinde referans kartı ile gelmiş gibi özenle muayene eder, tedavisine de aynı özenle devam edermiş diye duydum. Uzaktan da olsa tanıdığım için Tivitır’de takip ettiklerim arasındadır. Takipçisi ve beğeneni çoktur. Çok da güzel tivitleri vardır. “Tivitır fenomeni” mi ne diyorlar ondan olmuş işte. Geçen gün bir tivtini okudum. O andan sonra ev hapsim başka bir evreye girdi. Tiviti şöyleydi:

Karantina günlerinde psikolojimiz önemli

İzole olduk, yalnızlaştık, kötü hissedebilirsiniz.

Buzdolabınızla bile konuşabilirsiniz

bu normal

ama buzdolabınız size cevap verirse

mutlak doktorunuzu arayın.”

Bunu yazan bir doktor olunca ciddiye alım tabii. Adam koca doktor ne de olsa. Zaten kendimden kuşku duyuyorum. Elimin, yüzümün kırışması, saçlarımın beyazlaması gibi psikolojim de yaşlandı. Onunda eli yüzü kırıştı, beli büküldü, havada uçan kuştan nem kapar duruma geldi. Bir de üzerine Koronavirüs gönüllü hapisliği eklenince işi oldukça zor.

Doktor, tiviti atarak binlerce tivtinin arasına karıştırıp cerrahlığa, yaşamına devam ediyor. Ama okuyanlarını, onların nasıl etkileneceklerini aklına bile getirmemiştir. Bu tivit hiç aklımdan çıkmıyor. Yaktın beni Ceyhun Bey!

Sigara içmeye balkona giderken yolumun üzerinde buzdolabı var mı, yok mu farkında bile değilken onun beyaz yüzünü görmeye başladım. Geçen gün yanından geçerken; “konuşsam mı, bana yanıt verip vermediğini sınasam mı?” diye aklımdan geçirdim. Dilerim aklımdan geçirdiğimle kalırım…

Geçen gün sabah saat dörtte uyandım. Hane halkı derin uykuda. Şeytan dürttü. Gittim beyaz yüzüne bakarak: “Günaydın buzdolabı kardeş. Nasılsın?” dedim iyi mi? Kendimden utansam da, “nasıl olsa duyan olmadı” rahatlığı ile sakince yanıt bekledim. Dolaptan hiç ses gelmeyince mutlu oldum. Yüzüme bir gülümseme yayıldı. İnsan sağlıklı olduğunu test edip, sonuç pozitif çıkınca seviniyor ne de olsa. Yaşasın! Bu günü de bu güzel olayın etkisi ile kolay atlatacağım.

Öğleyin buzdolabını yalnız bulunca fırsatı kaçırmayıp: “Tünaydın dostum! Bu gün nasılsın bakalım?” Dedim. Dinledim ses gelmeyince ikinci testten de geçtim. Çok mutluyum. Psikolojik durumumu test etmem için bir aracım var nasıl olsa. Zaten sokağa çıkma yasağı var psikoloğa gidemem. Devletin yasağını dinlemesem, kendi koyduğum yasağı aşamam. Bu test çok iyi oldu. Sağ olasın Ceyhun Bey! Allah ne muradın varsa versin!

Gece yarısı yine ev ıssızlaştı. Nasıl olsa deneyim kazandım. Buzdolabı ile konuşmaya da alıştım. Dolapla konuşmayı normal karşılamaya da başladım. Buzdolabının karşısına geçtim: “İyi geceler dostum! Ben yatıyorum.” der demez buzdolabından ses gelmesin mi? Yüreğim ağzıma geldi. “Eyvah Eyvah! Dolap yanıt verdi. Bu kadar erken mi?” diye düşünürken ellerim saçlarımı yolmak için yukarı hamle yaparken meğer motoru rutin çalışmalarından birine başlamış. “Çok şükür! Çok şükür!” diye söylenerek yatağa yattım.

O mutlulukla derin bir uykuya dalmışım. İnsan mutlu yatınca mutlu rüyalar görürmüş. Ben de o gece tatlı rüyalar gördüm. Sabah zinde bir halde saat altıda uyanıp direkt buzdolabının karşısında buldum kendimi. Psikolojik durumunu üç kez test etmiş birinin özgüveni ile; “günaydın dostum. Bu sabah nasılsın bakalım?” Dedim. Yine motoru tesadüfen çalıştı. Bu kez deneyimliydim. Motor sesi olduğunu anladım. Yine de motor sesini dinledim bir süre. Benim gibi yaşlı, emektar dolabın motorundan çeşidi bol sesler gelir. Dikkatle dinlerken “iyiyim dostum. Sen nasılsın?” dediğini duyar duymaz oracıkta düşüp bayılmışım. Bir süre sonra ayılmışım. Artık eski ben değilim. Testten geçemedim. Yaktın beni Ceyhun Bey! Oynatmaya az kaldı. Doktorum nerede?

ahmet.kocak16@hotmail.com

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>