Haberde Bursa

ZEYTİNİME DOKUNMA…!!!

02.03.2022
435

Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday 5 yıl önce dikkat çektiği konuyu “Zeytinliklere Maden Ocağı” kanunu nedeniyle tekrar sosyal medyasından gündeme getirdi.

BEŞ YIL ÖNCE YAZMIŞ VE UYARMIŞTIK!..
BARIŞIN SİMGESİ , HALKIMIZIN GEÇİM VE BESİN KAYNAĞI ZEYTİNLİKLERİMİZ, MADENCİLİK FAALİYETLERİNE KURBAN EDİLEMEZ!
Çekin kirli ve kanlı ellerinizi halkının en değerli geçim kaynağı olan ve tüm dünyada barışa simge olan zeytin ağaçlarından…
BARIŞA DÜŞMAN OLAN, ZEYTİNE DE DÜŞMAN OLUR.
Zeytin barışın simgesi ne kadar sayılsa da yoksul halkın da geçim kaynağıdır. Her bir dalı umut taşır.
Başbakan, “Zeytin mi daha önemli, tesis mi daha önemli?” diyor!!!!!
CHP Genel Başkanı, “Doymuyorlar, yiyorlar doymuyorlar, ranta doymuyorlar” dedi!..
Konu katledilmek istenen zeytin ağaçlarıydı.
Barışın simgesi olan ve coğrafyamızın bize bahşettiği en değerli, en faydalı ve en büyük şansı olan zeytin ağaçları neden yok edilmek isteniyor.
Anlamak, kavramak ve AKP iktidarı bu cinayete göz göre göre neden gerek duyuyor düşünmek lazım!!!
Ben bu olaya sadece rant, açgözlülük, çıkarcılık ve kamu yararına sanayileşme talebi olarak bakamıyorum.
Bu bir anlayış ve zihniyet meselesi.
Çünkü 15 yıllık AKP iktidarı bize göstermiştir ki; barışa düşman, birliğe- bütünlüğe ve kardeşliğe düşman, kavgadan, çatışmadan, ötekileştirmekten, savaşmaktan beslenen bir anlayışın temsilcileri oldukları için barışa ve sembollerine bile düşman bir tavır içindeler…
Oysa yüzyıllardır zeytin ağacı kutsal ve ölümsüzdür. Zeytin dalı, kadim medeniyetlerde ve tüm kültürlerde barışın simgesi olarak kabul görmüştür.
Özellikle ağzında zeytin dalı taşıyan beyaz güvercin simgesi tüm dünyada barış dostlarının vazgeçilmez figürü olmuştur.
Ağzında zeytin dalı tutan beyaz güvercin imgesi, rivayete göre Nuh peygambere kadar uzanır:
Tufan sırasında Hz. Nuh’un gemisi dağın zirvesine oturmuştur. Günlerce süren yağmurlardan, fırtınalardan sonra Nuh Peygamber tufanın bitip bitmediğini haber almak için gemisindeki hayvanlardan güvercini salarak geri dönmesini beklemiştir.
Güvercinin ağzında zeytin dalı ile geri dönmesi üzerine doğanın normale döndüğünü, toprağın görünür olduğunu anlamıştır.
Efsaneye göre bu demektir ki; tanrının gazabı dinmiş, tanrı insanlığı affetmiş, kullarıyla barışmıştır.
Aralarındaki ilişki eskisi gibi sürüp gidecektir ve güvercinin ağzındaki zeytin dalı tanrının Nuh Peygambere gönderdiği bir barış işaretidir.
O zamandan beri günümüze dek beyaz güvercin ve ağzında zeytin dalı barış sembolü olarak gelmiştir günümüze.
Barışın sembolü olan zeytin dallarını taşıyan bu değeli ağaçlar coğrafyamızın vazgeçilmezidir.
Vazgeçilmemesi gerekenidir.
Neden vazgeçilmez olduğunu bu yazıyı okuyunca daha iyi anlayacağız.
KUTSAL OLAN ZEYTİN AĞACINI ANLATAN MÜTHİŞ BİR YAZI:
“Zeytin ağacının insanlık tarihindeki yerini kavrayabilmek için bundan binlerce yıl öncesine uzanmak gerekiyor…
Hayatın acılarını yaşarken, yeşilin yerini alan başka renklerin dansını izlerken, sanki bunlara meydan okurcasına asırlardır arkadaşlık yaptığı çınarları kıskandırırcasına, yeşiline ihanet etmeyen mis kokulu ölümsüz ağaçların yurdu Marmara ve Ege’dir asıl vatanı.
Sabahın ilk ışıklarıyla Marmara’nın ve Ege’nin güzel insanları tayfalar halinde kutsal ağacın meyvelerini toplamak için bir koşuşturma ve coşku içerisinde bu yeşillikler arasında kayboluyorlar.
Yetiştiği bölgelere canlılık taşır her Ekim ayın sonlarında. Masallara, efsanelere ve kutsal kitaplara konu olan ağaç Vivax Oliva, “ölmez ağacın” yağı ve meyvesi, Akdeniz’e komşu topraklarda, binlerce yıldır varlığını sürdürerek insanlara; gıda, ışık ve sağlık vermeye devam ediyor.
Tahminen 2 bin yıl yaşayabilen bu bitki sanırım bu ismi hak etmiş.
İzmir’li Homeros bir gün Ege kıyılarını gezerken yorulup bir zeytin ağacının gölgesine oturmuş.
Zeytin ağacı hemen tanımış Homeros’u ve kulağına şöyle fısıldamış:
“Herkese aitim ve kimseye ait değilim; sen gelmeden önce buradaydım ve sen gittikten sonra da burada olacağım çünkü ben Halkların kardeşiyim” demiş…
Topraklarının bereketiyle, kaynaklarının zenginliğiyle egemenler için de bir çekim merkezidir Ege ve Marmara.
Bu bereketli toprakları sömürmek için egemenler arası nice savaşlar çıkmıştır. Sömürücülerin iştahı kabardıkça halk da daha çok yoksullaşmıştır.
Zeytin ağacı kendini yoksul halka adamış bir varlıktır.
Zeytin barışın simgesi ne kadar sayılsa da yoksul halkın da geçim kaynağıdır. Her bir dalı umut taşır.
Savaşlar sürdüğü sürece zeytin ağacı da yaşamaya devam edecek.”
Erzade BARUT”
Bu güzel ve anlamlı yazıda bir hata var. Kutsal ağaç zeytinin anavatanı Ege ve Marmara değil, Mezopotamya’dır. Zeytin ağacı bulunan yere bolluk, bereket, rahmet, barış, istikrar ve güven getirir.
Zeytin Anadoluludur.
Çünkü anavatanı, Mardin, Kahramanmaraş ve Hatay üçgeniydi.
Binlerce yıldır insanımızı doyuran zeytin ve zeytinyağı türkü siparişleriyle vs. gözden düşürüldü. (Zeytinyağlı yiyemem aman basmada fistan giyemem aman) gibi!
Zeytinyağına düşmanlığın sebebi şuydu:
ABD dünyanın en büyük mısır üreticisiydi ve mısırözü yağı ihracatını ilk zamanlarda Marshall Yardımı kisvesi altında yapıyordu.
Gerçi yardım olarak başlayan yağlar daha sonra halkın vazgeçilmezi oldu ve dolarla satışa döndü.
Bugün oynanan oyunda tıpkı şeker pancarımızda, tütünümüzde oynana oyun gibi zeytin için oynanıyor.
Kendisini TOPRAK ADAM ORHAN SARIBAL olarak tanımladığım Bursa Milletvekilimiz bu konuda canını dişine takmış uğraşıyor.
Gerçi bu konuda birçok vekilimiz büyük bir duyarlılıkla bu cinayete izin vermemek için çalışıyor.
Ancak dedik ya Orhan Sarıbal’ın adı TOPRAK ADAM. İzin vermez toprağına tecavüze…
İzin vermez halkının bugününü ve geleceğinin yok edilmesine.
İzin vermez bu topraklarda barışı ve kardeşliği yok etmek için barışın simgesi olan zeytinin katledilmesine.
İzin vermez, halkını açlığa haramileri varlığa götürecek barbarlığa.
Çünkü onun sazı hep barış türkülerini çalar…
Onun ağzından bu topraklarda yaşayan herkese barış, kardeşlik, eşitlik ve özgürlük sözleri çıkar.
Onun için Toprak Adam bizi uyarıyor:
TBMM’de bir oldubitti ile çıkarılmak istenen “Zeytinin Katli Fermanını” halka anlatabilmek için ve oynanan oyunun, kurulan tezgâhın fark edilmesini sağlamak için uyarıyor Toprak Adam Orhan Sarıbal:
ZEYTİNLİKLERİ KATLEDECEKLER ANLAŞMA FİLAN YOK!
Zeytinliklerle ilgili son durum budur!
Zeytinliklerin katlinin önünü açtılar! Anlaşma filan yok kandırıyorlar.
Büyük harflerle yalan söylüyorlar!
Yetki devrettikleri kurul valiliğe devredip kamu yararı deyip önlerine gelen yeri ranta açacaklar.
Zeytinlikler kurtulmadı!
Yok böyle bir durum bu kocaman bir aldatmaca!
Basının bütününde anlatılan anlaşma yapıldı, zeytinlikler kurtuldu filan gibi haberler gerçeklikle kesinlikle ilişkili değil!
Orhan Sarıbal, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, alternatif alan bulunmaması ve kurulun uygun görmesi şartıyla bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına izin verilebileceğini ve bu yetkisini gerektiğinde valiliklere devredebileceğini aktardı.
Tasarıyla oluşturulan Koruma Kurulunun zeytinliklerin talanını sağlayacağını savunan Sarıbal, “Zeytin alanları bu koruyamaz kurula teslim edilmiştir.
Dolayısıyla da zeytin alanları artık yasal koruma zırhı altında değildir.
Bu olay bitmiştir. Mera alanları da aynı şekilde.” diyerek, Zeytine ve simgelediği barışa ve kardeşliğe sahip çıkılmasını tüm halktan istemiştir.
Bunun için diyoruz ki:
ZEYTİNİME DOKUNMA…
Çekin kirli ve kanlı ellerinizi halkının en değerli geçim kaynağı olan ve tüm dünyada barışa simge olan zeytin ağaçlarından…
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>