TÜM DOSTLARA, ARKADAŞLARA, YOLDAŞLARA TEŞEKKÜRLER VE SAYGILAR.

Buğday; “Sadece teşekkür etmek yeter mi bilmem ama en azından bu karşılığı yazmam, saygılarımı sunmam gerekiyor.

Dün benim yaşamda üçüncü çeyreğe ulaştığım gündü.

Bugüne dek hiç yaşımı saklayanlardan olmadığım için tüm sanal medyadan kutlama ve güzel temenniler aldım.

Mesaj kutuma ve mıesıncıdan yazarak beni onurlandıran, moral veren güzel temenniler sunan çok dost ve arkadaşım oldu.

Sabahın ilk saatlerinden itibaren ısrarla telefon eden dostlar, eve gönderdikleri anlamlı çiçeklerle günüme anlam katanlar ve birlikteliklerimizi gösteren resimlerle kutlayan herkese teşekkür eder saygılarımı sunarım.

Her alandan yapılan bu güzel temenni ve değerlendirmeler insanın yaşamını boşa geçirmediğinin kanıtı oluyor.

Ayrıca yaptıklarının, emeklerinin anlam ve karşılık bulduğunu gösterip moral veriyor.

Bu arada vefasızlar, umursamazlar, sevgiden yoksun, saygıdan bihaber, takdir etmekten uzaklaşmış, kıskançlıkla ve adam eksilterek var olamaya çalışanlar yok mu tabii var!!!!

Hatta o türlere mutlaka bir dostluğum, ablalığım, iyiliğim ve emeğim daha fazla olmuştur.

Bu türler sadece bana değil mutlaka kendilerine değer vermiş bir çok arkadaş ve dostuna “Ben Oldum Artık” diyen eksikli insanlardır.

Çünkü insanım diyen, yeterliyim ve kendime güvenliyim diyenler; ölümde, düğünde, güzel veya zor günde komplekslerine esir olmadan geçmişine saygıdan bu günlerin gereğini yapanlar olmalıdır.

Umarım bu türlerde hatalarını fark edip saldırı ve karalamalarla hatta ileri gidip iftiralarla itibar cellatlığı yapmaktan vazgeçerler.

Yaşam herkes için çok zorlaştı.

Dostlarımız, arkadaşlarımız, yoldaşlarımız hatta çok daha özel olup “CAN” dediklerimizle sevgiyi, saygıyı, zor zamanlarda yanında olmayı, yardımlaşmayı ve asla nankör ve vefasız olmamayı amaç edinmeliyiz.

En önemlisi de kötülükten ve saldırganlıktan medet ummadan, iftira ve kumpaslar kurarak ihtiraslı ve tahakküm ederek mutlu olmayı amaç edinmeden yaşamalıyız.

En önemlisi de sorumluluk sahibi olanlar, mevki ve makam sahibi olanlar, temsil hakkı elde edenler ve onların eşleri de insanlardan sevgi ve saygılarını esirgemeden, kötülük, kıskançlık ve hadsizlik yapmadan yaşamak zorundalardır.

Aslında bu sabahki paylaşımımda; dünkü yaş günüm nedeniyle bana güzellikler, mutluluklar yaşatan, onurlandıran, gururlandıran herkese sadece teşekkür etmekti.

Ancak bazı öyle eksikler hissetim ki sadece üzülmedim kendime çok kızdım.

Yıllar içinde ihanetlere, vefasızlıklara hatta nankörlüklere alıştım ama yine de insan burkuluyor!!!!

Geçmişi ve paylaşılanları ve verilen emek, zaman ve fedakârlıkları yok sayanları görünce de canı acıyor.

Bu tarz davrananlar, geçmişten kaçarak var olmak isteyenler, aynaya bakmaktan korkanlar, nefretle besleneneler ve gerçeklere gözlerini kapayıp vicdanlarını karartanlar, egoları tavan yapmış muhterisler kurtulmalılar bu hastalıklı tavırlarından.

Bir selamla, bir güler yüzle, bir insani paylaşımla bu zorlu yaşama panzehir olunabilecekken kötülükten beslenenler ve onlara müsaade edenler yanlışlarından dönmeliler.

Sevgiyi, saygıyı, paylaşımı ve yardımlaşmayı amaç edinerek ve her koşulda BARIŞI her alanda esas kılarak bu ülkede daha mutlu, huzurlu ve insanca yaşayabiliriz.

İnanın hiç zor değil…

Yeter ki içinizdeki karanlıktan, öfkeden, nefretten, kıskançlıklardan kurtulun.

Hak almak kadar, hak vermenin de bir erdem olduğunu ve mutluluk getireceğini bilerek yaşayın ve yaşatın…

Benim için oldukça sıkıntılı bir zamanımda günümü aydınlatan, umutlandıran ve yaşamımı boşa geçirmediğimi anlatan, yazan ısrarla, “Güler Buğday, sen çok yaşamalısın…” diyenler,

Çünkü “sana, yazdıklarına, konuşmalarına ve her türlü paylaşımına bizlerin ve toplumun ihtiyacı var” diyen tüm yürekli güzel insanlara gönülden teşekkürler…

Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.

GÜLER BUĞDAY:

Dost, Arkadaş, Sırdaş, Abla, Anne ve hak edenlere Yoldaş…” dedi.