Haberde Bursa

MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLERİNİN YAŞAM KOŞULLARINI YETKİLİLER TEKRAR GÖZDEN GEÇİRMELİ!

28.07.2021
188
“Bu nedenle başta dostum, yoldaşım manevi oğlum Toprak Adam Orhan Sarıbal olmak üzere tüm toprak sahiplerinden ve hayırseverlerden Mevsimlik Tarım İşçileri için talebim var.” sözler geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’a ait. Buğday; tarım işçilerinin son yaşam koşullarını  sosyal medyasına taşıyarak Bursalıların dikkatini unutulmaya çalışılan bir konuya çekti.
Buğday; “Aslında bu talebimin gerçek muhatabı: Ülkeyi yol geçen hanına çeviren, adeta işgal orduları gibi gelen önce Suriyelilere şimdide tek başlarına gelen Afganlı genç militanlara tüm kapılarımızı açanlardan olmalıydı. Halkın ihtiyacı olan ve kendi halkından esirgediği milyon dolarları ülkesini savunmak yerine kaçıp ülkemize sığınan ve onların yerine bizim evlatlarımızın Suriye’de şehit düşmesine sebep olanlara harcayanlardan istemem gerekirdi.
Kendi halkı açken, çaresizken, iflaslar ve intiharlar rutine dönmüşken her geleni soruşturmadan ülkeye alanı ve çok vicdanlı ve merhametli (!) olduklarını söyleyenlerden bu yardımı istemeliyim.
İstemeliyim de benim sesimi duyan olur mu? Aslında bu uyarım ve ricamın keyfince gece yarıları istediği kararı kanun yapan Tek Adam Şahsın Hükümetinden olması gerekiyor… Ama çok iyi biliyorum ki o yüce makam ve saray çevresi benim talebimi ciddiye bile almazlar… Bu nedenle bu soruna bir çare bulmak için kendi ilimizdeki başta varsıl toprak sahiplerini, tüm kurum ve kuruluşları ve vicdanlı insanları duyarlılığa davet ediyorum. Kendi il ve ilçelerimizde zorluklar içinde yaşamaya çalışan mevsimlik işçilerin yaşadıkları insanlık dışı koşulların hatta insanlığımızdan utandıran şartların bir an önce düzeltilmesi için bu çağrıyı dostlarımıza ve duyarlı toprak sahiplerine yapmayı gerekli buldum.
Bu yazıyı çok uzun süredir yazmayı ve bu talebimi duyarlı, namuslu, vicdanlı insanlarla ve onlar sayesinde varlıklarına varlık katan toprak sahiplerinden istemek için paylaşmayı düşünüyordum. Özellikle Karacabey’de meydana gelen sel ve yangınlar bu insanların sözde barındıkları naylon çadır veya uydurma sığınakların ilkelliğini gözümüze sokmuştu. O uydurma, derme çatma naylon barınaklar yıkıldığında ve yandığında felaketin resimlerini görmüş çok üzülmüş ve insanlığımızdan utanmıştım. Meydana gelen felaketlerde barınaksız ve korunaksız kalan o yoksul insanlar çamurlar içinde sefalet içinde kalmışlardı. Bu tür tüm felaketlerde çaresiz insanların yatak, yorgan ve tüm kap-kacaklarını kaybetmiş olmaları sonucunda o insanların çaresizliğini yüzlerinde gördüğümde gerçekten kahrolmuştum.
Ama asıl canımı yakan o küçücük çocukların çamurlar içinde yalınayak kalışları gerçekten insanlığımızdan utandırmıştı. Sevgili dostlar ve duyarlı insanlar, bu ilkelliğe hiçbir mazeret üretilemez… Bu insanlık dışı ve ilkel yaşam biçiminden yararlanan ve onlar sayesinde para ve güç kazanan insanların vicdanlı ve duyarlı davranmalarını istiyorum! İlk önce bu bölge ve bu ilçelerde toprakları olan güçlü toprak sahiplerine sesleniyorum. Ne olur biraz az kar etseniz? Ne olur, bir dönüm toprağınız eksik olsa? Ne olur, yediğiniz ekmeyi gerçekten hak ederek helalinden huzurlu yemeyi düşünseniz. Ne olur, vicdanlarınızı karartıp gözlerinizi yummasanız ve o zor koşullarda nasıl yaşanır anlamak ve empati yapmak için kendi ailelerinizi veya çocuklarınızın o koşullarda yaşadığını düşünseniz!
Sevgili Dostlarım, Bursa Türkiye’nin tarımda çok önemli ve çeşitli alanlarda üretim yapan merkezlerinden birisidir.
Özellikle başta meyvecilik ve sebzecilik birçok ilçemizde oldukça yaygın bir şekilde yapılmaktadır. İlimizde yapılan tarımsal üretimin önemli bir kısmı da doğu ve güneydoğudan gelen yoksul mevsimlik tarım işçileri tarafından sağlanıyor. Bu sene sürekli felaketlere uğrayan başta Karacabey olmak üzere Mustafakemalpaşa, Yenişehir, İnegöl gibi ilçelerimizde farklı illerden gelen ve mevsimlik işçi olarak çalışan insanların yaşam koşulları utanılacak kadar kötü durumda bulunmaktadır. Bu çağrım ve uyarımda amaç ideolojik bir üstünlük sağlamak veya laf olsun diye bir partizanlıkta yapmak değildir. Ancak bu ilkelliğe ve rezalete daha fazla duyarsız ve sessiz kalmak istemiyorum.
Bu iş çok zor ve olmayacak bir talepte değil.
Resimlerden göreceğimiz bu barbarlığın yok edilmesini istiyorum. Sorunu çözmek için yüzlerce model önerebiliriz.
En basitinden birçok toprak sahibinin topraklarının kesiştiği bir alana bir meraya insanca yaşanabilecek prefabrik veya konteyner gibi barakalar yapılabilir. Tarlalara gitmek için araç görevlendirilebilir. İçinde tuvaleti ve yıkanabilecekleri bir bölüm ve küçükte olsa bir mutfaklarıyla en az iki bölüm olsa hepsi bir arada yatmasa çok mu zordur bunu sağlamak? Bu kadar varsıl toprak sahibinin, belediyelerden beslenen ve rantı sonuna kadar kullanan inşaat şirketlerinin ve güçlü yerel yönetimlerin olduğu ülkenin 4. büyük ilinde çok mu imkansızdır bu talebim.
Ayrıca çocuklar için anne baba çalışırken kazaya belaya uğramadan barınacakları, oyun oynayacakları hatta ders çalışabilecekleri bir büyük baraka yapılsa ve bir annede burada çalışıp onlara baksa çok mu olanaksızdır?
Partilerde bulunan doktorlar sıra ile bu insanlarla ilgilense özellikle bu salgın döneminde bilgilendirmesi imkânsız mıdır? İnanın hiç zor değil. Bu sorun çözülmeli ve en başta büyük toprak sahipleri elini taşın altına koymalılar.
Çünkü biliyorum ki yüzlerce dönüme sahip toprak sahiplerinin kendilerinin, eşlerinin veya çocuklarının altındaki lüks arabaların vergisi bile buraya harcanacak miktarlardan fazladır… Bu iş sağ sol meselesi değil insanlık işidir.
Bu konu vicdan, ahlak ve kazanılan ekmeğin huzurlu yenmesi ve aynaya namusluca kendileriyle yüzleşip bakabilmelerinin sonucunda verecekleri kararla ilgilidir. Bu işe bir kişi inanarak başlasa ilimizdeki namuslu kalemlerde destek verse hiç zor olmadığını görecekler! Parti ayırmadan tüm yerel yönetimlerde bu işe katkı koymalıdır. Yerel yönetimler milyonlarca lirayı yandaş kayırmak için olur olmaz işlere aktarıyorlar. Benim bu duyarlılığıma destek olun ve Bursa’da bu işi çözerek ülkeye örnek olunsun.
Yoksa bu tür felaketlerden sonra parti başkanları veya kadın kolları ellerine birkaç paketle gelip boy gösterip “Yardım getirdik” diyerek o zorda kalmış insanlar ve çocuklarla resim çektirip paylaşmaları ucuz birer şovdur.
Hatta bu işe yaramaz gösteri kendilerine ve siyasi geleceklerine malzeme sağlamaktan başka bir işe yaramamaktadır.
Bu tür sorunlar ve felaketlerde her koşulda başta Toprak Adam Orhan Sarıbal olmak üzere vekillerin koşup gelip sorunları görmesi, not alması ve konuyu o gün önemsemesi de çözüm olmuyor. Bölgeye ve ilimize her sene aynı mevsimlik işçiler de gelmeyebilir. Bu nedenle yapılacak olan barakalar, lojman usulüyle çalışmaya gelen ihtiyaç sahiplerine tahsis edilmelidir. Yani kimsenin mülkiyetine verilmemelidir. Bunun için “Mevsimlik İşçileri Barındırma Kooperatifi” kurabilirler. Benim daha fazla bu konuya çözüm önermem anlamsız olacak.
Çünkü bu olayın tarafı ve muhatabı değilim. Sadece bir yurttaş ve vicdan sahibi bir insan olarak bu konuya dikkat çekmek istedim. Bu talebim mevsimlik işçilerin tüm yasal ve insani sorunlarını çözmese de en azından korunmalarını ve korkusuzca yaşamalarına başlangıç olabilir. Umarım sesimi duyup ciddiye alırlar.
Aksi takdirde sürekli illeri dolaşıp sorun dinleyen CHP ve İyi Partili vekillerin ve diğer partilerin “Biz gelince….” diye başlayan vaatlerine ben bile itibar etmem. Umarım bu yolda bir mum yakmayı başarırım ve çözümde bir katkım olur. Herkes lütfen el versin. Bu insanlık dışı görüntülere sahip çıksın. Büyük ve güçlü toprak sahiplerini bulsunlar ve bu isteklerimizi anlatsınlar. Onları tanıyalım ve ısrarcı olalım. Başlasınlar başaracaklarına ben inanıyorum… Bunun için bu konularda duyarlı ve çok vicdanlı olan ve ülkenin her yerindeki mağdurlara sesi soluğu ve nefesi olan Toprak Adam Orhan Sarıbal’ı da ismen yazdım. Sevgiyle, saygıyla eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca yaşayalım ve yaşatalım” dedi.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>