Haberde Bursa

DİK DURAN, POPÜLİZME VE MAKYEVELİZME İTİBAR ETMEYEN GENÇLER BAŞ TACIMDIR.

17.08.2023
273

Geçmiş dönem CHP (SHP) Parti Meclis Üyesi Güler Buğday makalesinde;

Biraz önce, CHP’nin duyarlı ve yürekli gençlerinde T DEVRİM ERCAN’IN 7 Ocak ta yazdığı ve benim daha önce fark etmediğim bir yazısını yeniden paylaştığını gördüm ve duygulandım.
Çünkü bu enteresan ve çokta onaylanmayan amaçlı ve haksız atamayla ilgili bende bir yazı yazmış endişelerimi ve eleştirilerimi belirtip paylaşmıştım.
Ne yazık ki CHP’de artık ideoloji kadük, etik değerler yozlaşmış, laiklik ve devrim yasaları istismarda, emekçiler ve örgütte, tüm zamanlarını ve paralarını tüketmiş insanlar yok hükmünde olduğu için sapla saman karışmış savruluyoruz!!!
En önemlisi tüm hatalarda sessiz, suskun ve basiretsiz daha doğrusu faydacı davranılıyor.
Beklentiler ne yazık ki sağı solu harmanladı ve parti içi demokrasi yok edilip Tek Adam mantığı ile Tek Adam ve MYK’ sının karalarını çoğunluğun onayladığı PM ile her şey çığrından çıktı.
Bu konuları defalarca yazdım anlattım hatta sonunda bir gözden oldum ama umursayan olmuyor!!!!
Gençlik Kollarına paraşütle indirilen ve daha önce üyemiz bile olmayan bu hanım kızla kişisel bir derdim yoktur.
Ancak Bursa CHP’ye atanması gerçekten abesle iştigaldir ve yıllarını bu mücadeleye adamış birçok gencimizin hak gaspıdır.
TC. Taylan Devrim bu konuyu güzel yazmış ve ideolojik olarak uygun olmadığını birilerinin bir dayatması olduğunu haklı olarak anlatmıştır.
“Biz Yaptık oldu sizlerde kabul etmek zorundasınız” diyen anlayışın CHP’yi ne hale getirdiğini görüyoruz.
Aslında çok kimsenin de bu sorunlar umurlarında değil…
Varsa yoksa delege seçimleriydi.
Şimdide herkes kendisine yakın olan ismi il ilçe başkanı seçtirmekle meşgul.
Bu konuya tekrar müdahil olmamın bazı sebepleri var:
1- Kimseye haksızlık yapmamak için bu tepeden dayatılan ve bana göre hak etmeyen Gençlik Kolu Başkanımızı izledim. Siyasal islamın tüm yaşamları esir almasını, okullara imamların atanmasını, ve bebelere din dersi dayatılmasını kınadığını ben fark etmedim!!!
2- Yine tarikat ve cemaatlerin mensuplarının çocuk yaşata kızlarımızı eş (!) yaparak tecavüz mağduru yapma isteklerine ve açıklamalarına da de tavır koyduğunu görmedim. Tarikat yurtlarında tecavüz ve taciz edilen çocuklarımız içinde tavır koyduğunu bilmiyorum.
3- BURSA İl Genlik Kolu Başkanı olan bu hanım kızın, Dünya lideri olan Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan hakaretlere ve saldırılara karşın duyarlılık gösterdiğini de fark edemedim.
4- Kendisini anında kabul edip atamadaki haksızlıkları bile dile getirmeyen vekillerle veya yönetenlerle resim vererek kendini kabul ettirmek isteyen bu hanım kızın en son Ayşe Dolara yani bir kadın siyasetçiye yapılan aşağılık saldırı konusunda da da bir tavrını görmedik.
5- Son zamanlarda Halk TV’ ye neler oluyorsa bu giyim kuşamı ile farklılık arz eden bu hanım kızı Nilüferdeki gençliğin kabul görmüş ve hakkı olan programlarının iptali ile ilgili yapılan toplantıda Başkanımız Turgay Erdem, vekiller ve duyarlı herkesin kınadığı programdaki konuşmasını onlarca kez tekrarlayarak reklam yapmıştır.
NEDEN????? NEDEN????
SON SÖZ:
CHP’yi sol/sosyal demokrat olmaktan ve meke ağırlıklı eşitlikçi ve laik ve sosyal bir hukuk devleti olmaktan çıkardılar.
Adeta CHP’de çakma Tek Adam ve biat etmiş MYK ile kulaklar tıkanmış ve “biz yaparız sizler uyarsınız” mantığı ile partinin helvasının kavrulacağı günlere doğru yol alıyoruz.
Bu sözlerim birçok kimsenin nasırına basacak biliyorum.
Bu tür yazılarım, uyarılarım ve ikazlarım “pişmiş aşa su katmak” olarak nitelenecek onuda biliyorum.
Ancak ben Güler Buğday olarak yazmak ve uyarmak zorundayım.
En başta gençlerimizi kendilerine gelmeye davet ediyorum.
Vekillerimizi, il ilçe başkanlarımızı ve yeniden seçilenleri CHP’nin kimliğini yok etmek amaçlı bu tür dayatmalara tavır koymalarının tarihsel bir sorumluluk olduğunu anımsatmayı bir borç biliyorum.
Halk Tv’nin inanılmaz tekrar ve reklamında başka bir şeyler amaçlandığını düşündüğüm ve üzüldüğüm bir zamanda TC Taylan’ın bu öğretici ve uyarıcı yazısını okumanızı tavsiye ediyorum.
Türban;
Anadolu coğrafyasında, kültüründe, geleneğinde, inancında ve tarihinde yeri olmayan, dini inançtan öte eylem ve etkinlik amacıyla insanları mobilize etmek ve siyasal bir simge olarak kullanılan emperyalist icadı şer odaklı yöntem…
Ali Babacan’ın halası Hatice Babacan tarafından başını örterek derslere girmesiyle siyasal simge olarak kullanıldı.
Daha sonra başta Fetö olmak üzere tarikat ve cemaatlerin toplumu kutuplaştırmak için kullandıkları siyasal ve sömürü aracıydı.
Devrim kanunları ile sorunu olan, Türklük tanımını Anayasa’dan kaldırmak isteyen Ali Babacan ve saz ekibinin karın ağrıları bugünden değil elbet.
Çünkü bilinç altında Atatürk devrimine karşı büyük bir kin vardı.
Çünkü Kemalist devrim onlar için tehlikeliydi. Keşke Yunan galip gelseydi diyenlere büyük hayranlık beslemişlerdi.
Ve bugün Cumhuriyet Halk Partisi İl Gençlik Kolları başkanlığına türbanlı bir genci atadılar.
Din ile ilgisi olmayan, tamamen siyasal simge olarak kullanılan bez parçasını savunan, kullanan bir genci İl Gençlik Kolları Başkanı olarak atanması sizce tesadüf mü?
Kılıçdaroğlu durduk yere türban sorununu yasal güvence altına alalım demesi.
Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekillerinin biat ederek bu teklife koşulsuz imza atmaları,
Erdoğan’ın yasal çözüm değil, Anayasal güvenceye alalım diyerek meclise taşıması,
Ali Babacan’ın devrim kanunlarından duyduğu rahatsızlığı dile getirmesi sizce rastlantı mı?
”Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir” der Aziz Atatürk Bursa Nutkunda…
Neydi yönetim biçimi?
Kemalist düşünce.
Neydi devrimler?
20. yy da emperyalistlere atılan tokat, onlara yaşatılan ilk yenilginin adı olan Atatürk devrimleri.
Gericilere karşı ilerici bir söylev olan Bursa Nutkunun okunduğu bu kentte, Atatürk’ün en büyük eserim dediği Cumhuriyet Halk Partisi İl Gençlik Kolları Başkanlığına türbanlı bir gencin atanması asla rastlantı olamaz.
Bunu görmezden gelmek yada bu durumu kabullenmek Atatürk devrimlerine, kuruluş felsefesine ihanet etmektir.
CIA ajanı Graham Fuller’in ”Türkiye ve Arap Baharı” kitabını göz gezdirdiğinizde yaşanan ihaneti daha iyi anlayacaksınız…
T.Devrim Ercan
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>