Haberde Bursa

“CUMHUR” HALKSA, TEMSİLCİSİDE HALKIN SEVİP SAYDIĞI VE GÜVENDİĞİ BİR İNSAN OLMALIDIR.

07.11.2021
261
“Bu sabah Güre’de hava yazdan kalma bir gün. Ben her sabah olduğu gibi bu sabahta 006’da balkonumda dostlara “günaydın mesajları” gönderip, sonrada her zamanki gibi okuyarak güne başladım.” sözler geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’ın
Buğday; “Sanalda her zaman çok takdir ettiğim, saygı duyduğum, samimiyetine ve halk severliğine gönülden inandığım Komünist Başkanla ilgili bir paylaşımı görünce yeniden düşündüm.
Daha öncede düşünmüş ve gönlümden geçirmiştim bu arzumu.
Ancak son zamanlarda ülkemde pandoranın kutusu çok kötü açıldı…
Dehşet veren açıklamalarla mafyanın temsilcilerinden Sedat Peker’in paylaşımları ülkedeki çürümeyi gözler önüne serdi.
Hırsızlık, yolsuzluk, kara para aklama, uyuşturucu ticareti ve siyasi ayakları ortalara döküldü ama bir tek Cumhuriyet Savcısı bu olayların üstüne gidemedi.
Tek Adam Şahsın Devletinde artık hak ve hukuk yok olduğu için her şey O şahsın, keyfine ve arzusuna göre şekil alıyor.
Halk açlıkla, baskı ve tehditle terbiye ediliyor.
Kendisini desteklemeyenlere akıl almaz hakaretler yapılıyor.
Devletin tüm kurumları dejenere edilmiş ve işlevsiz bir konuma sokulmuş.
Muhalefet il il dolaşıp esnafın ve halkın derdini dinliyor ancak TBMM işlevsiz bu nedenle sadece “seçim isteriz” diye talep bildiriyorlar.
Tek Adam diktası desteğini kaybettikçe Cumhur ittifakını “Cumhur” yani halk terk ettikçe despotlukta ve kötülükte sınır tanımıyor.
Halk canından bezmiş, umutları tükenmiş, yarını bugünden daha kötü olacağı belli olan bir karamsarlıkla ne yapacağını şaşırmış endişe içinde çile çekiyor.
Bu karamsarlık içinde Sedat Peker’in ortalara döktükleri yetmezmiş gibi birden bire eski MİT görevlisi Mehmet Eymür’den, “DERİN DEVLET” açıklamaları ile yine sinirlerimiz tel tel bir konuma getiriliyor.
Neden??? Neden??? Neden???
Bu karanlık dönemi ve ülkede yaşanmış yargısız infazlar, cinayetler, “siyaset, mafya ve soygun” ilişkileri tekrar ortalara neden döküldü?
Bana göre bu karanlık günlerin yeniden ortaya çıkarılıp sapla saman birbirine karıştırılarak yapılan açıklamalar tesadüfen olamaz.
Bu açıklamaların bana göre en önemli ve tedirgin eden kısmı da işkenceyi çok olağan bir şeymiş gibi anlatılması ve utanıp sıkılmadan açıklamaları oldu.
Ülkemizde işkence yapılması olağan bir şeymiş gibi sunularak acaba canı burnuna gelmiş olan halka ne demek isteniyor?
Acaba insanlara o karanlık ve insanlık dışı uygulamalar anımsatılarak “bugünlerinize şükredin ve gereksiz ses çıkarmayın mı” deniyor?
İşte bu sabah güzel bir güne başlamak isterken okuduklarım ve tekrar izlediklerim beni perişan etti.
Halk TV’de içim kalkarak daha önce izlediğim Mehmet Eymür’le yapılan programda yeniden anımsadığım ve bir kez daha izlediğim o insanlık dışı faşist uygulamalar beni çok gerdi ve gerçekten gelecek adına yine endişelendirdi.
Çünkü şu anda ülkede yapıldığı iddia edilen uyuşturucu ticareti, kara para aklama, soygun, rant ve ülkemin tüm kaynaklarının bir küçük azınlığa sunulması, devlet eliyle yapılan soygun ve siyasetin bu rezillikle iç içe olduğunun ortalara dökülmesi günümü yine mahvetti.
Dostlar, ben bu nedenle bir türlü mutlu olamıyorum.
Oysa kendime yetecek kadar gelirim var. Yarınlarla ilgili korkum ve endişem asla kendim için değil…
Yaş 74 ve ben13 yaşımdan sonra tüm ömrümü halkımızın barış, özgürlük ve eşit yurttaşlar olarak insanca ve hakça yaşayacağı bir düzen için mücadele ile geçirdim.
Ben bu güne dek bir kadın olarak beğenilip takdir edilmeyi asla fiziki olarak görmedim.
Her zaman beynimle, bilgimle emeğimle, mücadelemle, ihtiyacı olanlara yardım ederek, toplumda ve siyasette namuslu halkı için çalışan her kim olursa olsun onlara destek vererek ve arkalarında durarak geçirdim.
İşte bu sabah yine son günlerde ortaya dökülen rezillikleri düşünürken bir daha aklıma geldi ve sizlerle paylaşmak istedim.
Madem Cumhur Halk demek o zaman; sağdan sola, gençten, yaşlıya, kadından, erkeğe, Aleviden, Sünniye, Türkten, Kürde, Laza, Çerkeze ve tüm azınlıklara güven veren bir insanı neden CUMHURU temsil edecek olan başkanlığa aday göstermeyelim.
Hani çok değerli bir sözümüz var:
“Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır.”
Bu ülkede Komünist Başkan Mehmet Maçoğlu’na güvenmeyen, takdir etmeyen hiç kimsenin olmadığını düşünmüyorum.
O halde neden kimse bu konuyu dile getirmiyor?
Neden ısrarla olmazları zorluyorlar.
Neden hala ülkeyi felakete sürüklemiş, halkı açlığa mahkûm etmiş, laik düzeni yok edip demokrasiyi katledip, hak hukuk adaleti mumla aratan Tek Adam belli bir kesimden destek görüyor?
Neden hala Tansu Çiller gibi karanlık döneme imza atmış bir şahsın yani geçmişin kirli döneminin İç İşleri Bakanı olan Meral Akşener, HDP’ni ısrarla PKK ile özdeşleştirerek örtülü olarak Tek Adama destek veriyor?
Daha öncede yazdım tarih biliyor ama matematik bilmiyor.
Haktan yanayım diyor ama halkın temsilcisi olan ve TBMM’de kendilerinden fazla oy almış ve halkın temsil edildiği bir partiyi yok sayıyor?
Son derece samimi ve iyi niyetle Millet İttifakını kuran ve emek veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da neden sağa gösterdiği hoşgörü ve iyi niyeti soldan esirgiyor?
Bu sorular yanıt bekliyor.
Daha öncede İzmir Büyükşehir Başkanı Tunç Soyer ve en az kendisi kadar değerli eşi Neptun Soyer’i yazmış ve işte Cumhura aday olacak nitelikteki insanlar diye anlatmaya çalışmıştım.
İşte bu nedenle bu gün herkesin takdirini kazanmış ama en büyük özelliği çalmayan ve çaldırmayan, soymayan ve soydurmayacak olan ve halka hizmeti ile gönüllere taht kurmuş Mehmet Maçoğlu adayımız olmalıdır.
Boş toprakları ekip biçerek yıllardır bir ırgat gibi çalışarak öğrenci okutan ve onları aç bırakmayan, ayrım yapmadan herkese eşit hizmet sunan insan bu göreve en uygun insan değilmidir?
Halkı soymuş, borca batırmış AKP kayyumlarının bıraktıkları borçları ödeyip çalışanlarına en yüksek zammı yapabilen Komünist Başkan bu ülkeyi karanlıktan ve yoksulluktan kurtarmaz mı?
En önemlisi herkesle barışık olan bu saygın ve yürekli vatan evladı ülkemizi içerde ve dışarıda yeniden saygın ve güvenilir konuma getirmez mi?
Ben daha fazla yazmayacağım ama herkesin düşünmesini isteyeceğim.
Maksat Türkiye Cumhuriyetinin bekasıysa işte Başkan olması gerekn insan burada ve halkın içinde..
Maksat eşit yurttaşlar olarak barış içinde insanca ve hakça yaşamaksa yürekli insan Mehmet Maçoğlu halkın içinde en uygun adaydır.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>