Haberde Bursa

CHP VE KILIÇDAROĞLU, ÜLKE BARIŞININ MEŞALESİNİ DİYARBAKIRDA YAKTI.

12.03.2022
376

Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday; “Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır” ziyaretini kaleme aldı.

Buğday; “Tek gözle birazda canım yanarak yazdım lütfen okuyun…
Uzun yıllardır ülkemizin bir bölgesi sosyal demokrat bir parti olması gereken CHP tarafından temsil edilmez bir durumdaydı.
Bölgenin temsili ağırlıklı olarak bugüne dek değişik isimlerle ifade edilen ve Kürt kimliğinin öne çıktığı ve son olarak HDP tarafından temsil edilmektedir.
Belli bir kesimi de, 20 yıldır iktidarda olan ve ülkeyi ve halkları bölüp, demokrasiyi katledip iflasa götüren AKP tarafından temsil ediliyordu.
Bölgede herkes özellikle son 3-4 yıldır tahammül sınırlarını aşan Tek Adam Şahsın Devletinin kabul edilemez uygulamaları ile adeta inim inim inlerken bu duruma son vermek isteyen CHP önderliğinde Millet ittifakı kuruldu.
Ülkenin geleceği için birbirine taban tabana zıt 6 partinin yan yana gelmesi ve karanlığa ışık olup ülkenin geleceğine çare araması çok önemli ve değerliydi.
Ancak daha öncede birçok kez yazdığım gibi millet ittifakı kanadı kırık bir kuş gibi tek kanatla uçmaya çalışıyordu.
Bu durumda olanaklı olmayan, çözüme ve başarıya götürmeyecek bir durumdu.
AKP ve yancısı fanatik, saldırgan, ağzı bozuk Devlet Bahçeli’nin sürekli suçlamalarından ve dışlamalarından dolayı HDP’yi suçlu gibi gösterip terör örgütü olarak niteleyip hatta partilerini kapattırıp oylarını almak istiyorlardı.
Millet İttifakında diğer partilerin, özelliklede İyi Partinin bu tür dayatmalar karşısında sıkıştığı ve fanatik tabanını kaybederim korkusunu taşıdığı için ittifakın emeklerini riske atan tavrı gelecek için kaygı veriyordu.
Ayrıca bu tavır ve uygulamalar, demokrasiye, insan haklarına, barışa ve birlikte yaşamaya engel bir tutumu ihtiva ediyordu.
Bir yanda Tek Adam diktasının ceberrutluğu, diğer tarafta ülkenin içine düşürüldüğü açlık, yokluk, haksızlık ve hukuksuzlukların en fazla mağduru olan doğu ve güneydoğuda yaşayan tüm yurttaşlarımıza haksızlık sol/sosyal demokratları üzüyordu.
Sonunda CHP, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve her zaman barışı önceleyen, mağdur halkın yanında olan Toprak Adam Orhan Sarıbal gibi yürekli ve devrimci vekillerimizle, kendisinden ve CHP’den bekleneni yaparak Diyarbakır’da barışın meşalesini yaktılar.
“Helalleşme” adıyla gerçekleşen bu ziyaret için CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Çarşamba akşamı geldiği Diyarbakır’da coşkulu ve kalabalık bir grup tarafından davullu, zurnalı, halaylı ve sevgiyle karşılandı.
Bu durum çok önemli ve anlamlıydı.
Adeta demokrasi ve özgürlükler için yeni bir milat olmuştu.
Kılıçdaroğlu, ülkedeki problemlerin çözümünün reçetesini 2,5 günlük çok anlamlı ve çok kapsamlı çalışmalarında herkese gösterdi.
Şimdi o çok bilen ve her ortamda sadece eleştiri ve tenkit yaparak öne çıkmaya ve dikkat çekmeye çalışanlar başta olmak üzere herkese bir uyarı yapmak istiyorum.
Bıraksınlar küçük hesapları.
Bıraksınlar adamcılığı ve kolaycılığı…
Eleştirmek, kınamak, karalamak ve insanları tüketmek çok kolay…
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu benim içinde hataları olan ve sol/sosyal demokratları hak ettiği konuma getiremeyen ve birçok seçim kaybeden bir yönetici.
Ayrıca birlikte çalıştığı MYK’yı da eksik bulan bir insanım!!!
Ancak yerel seçimlerde başlayan sağduyulu, mantıklı ve ülke birliğine yaptığı katkı ve devrim niteliğindeki kararları ile tüm büyükşehirleri dinci, gerici, talancı ve hak hukuk tanımayan zihniyetin elinden alarak büyük bir hizmet vermiştir.
Bu önemli başarıyı yok sayamayız.
Kılıçdaroğlu, ülkeyi cehenneme çeviren, halkımızı açlığa, yokluğa, geleceksizliğe mahkûm eden Cumhur (!) ittifakının hak hukuk tanımaz keyfi yönetimine karşı ciddi bir mücadele vermektedir.
Ancak en az 40 yıldır doğu ve güneydoğudaki sorunlar adı ne olursa olsun yaşadıkları mağduriyetler, haksızlıklar ve çözümsüzlüğe mahkûm edilmiş (Kürt Sorunu) istismarı bu başlangıçla artık son bulmalıdır.
Bu nedenle CHP ve Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır programını doğru okumamız, anlamamız ve hep birlikte sahip çıkmamız gerekmektedir.
Kılıçdaroğlu ve aralarında benim yüreğimde büyüttüğüm evlat olan Toprak Adam Orhan Sarıbal gibi yürekli ve halktan yana her zaman tavır koymuş sol cevherleri hiç sönmemiş vekillerimizin yaptıkları bu program ve çalışmalar tarihi bir olaydır.
Kimse abartı demesin ve bu önemli buluşmayı, kavuşmayı ve helalleşmeyi görmezden gelmesin.
CHP’nin bu programı ve her kesimle buluşup konuşup, yeniden umut olup ilk kez ülkede barışın kardeşliğin, eşit yurttaş kimliği ile aynı bayrak altında, aynı topraklarda bir ve bütün olunacağının mümkün olduğunu göstermiştir.
CHP, Kılıçdaroğlu ve bölge insanlarının güvenip inandığı Toprak Adam Orhan Sarıbal’ın da aralarında olduğu vekiller ildeki ve bazı ilçelerdeki tüm kesimlerle samimi, yürekli, güven veren ve çözüm sunan buluşmalara imza atmışlardır.
Bu değerli çalışmalarda halkın her kesiminin ilgisini, sevgisini ve güven duygusunu sağlama yolunda önemli bir adımdır.
Kemal Kılıçdaroğlu, Sivil Toplum Kuruluşları, Muhtarlar ve Kanaat Önderleri Buluşmaları adlı etkinlikte yaptığı konuşmada sorunların çözüm anahtarının demokrasi olduğunu anlatmıştır:
“Kimlikler bizim şerefimizdir onurumuzdur. Kimlikleri siyasete malzeme etmek asla doğru değildir” diyerek doğru ve gerçekçi bir tespit yapmıştır.
Toplantıda, “Peki bu ülkede adalet var mı?” diye soran CHP lideri, kendi anlatımında adaleti inşa edeceklerini belirtip ve bunun anahtarının demokrasi olduğunun altını çizmiştir.
Konuşmasında:
“Düşünce özgürlüğümüzün olması lazım, ben düşündüğümü ifade etmeliyim, sizler de düşündüğünüzü ifade etmelisiniz” derken, düşündüğünü ifade edenlerin hapse atılmaması, tutuklanmaması, gözaltına alınmaması gerektiğinin altını çizmiştir.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 6 partinin Genel Başkanları olarak bir araya gelip ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi’ açıkladıklarını anımsatmış ve HDP’li bazı belediyelere kayyum atanmasına tepki göstermiştir:
“Yeni güçlendirilmiş parlamenter sistem. Millet iradesinin üzerinde vesayetin olmadığı bir sistemi oluşturacak.
Seçimle gelen seçimle gider. Seçimle gelen seçimle gidiyorsa ve siz bunu yasal bir güvenceye bağlamışsanız bir başka yönetici gelip belediye başkanını alıp yerine Kayyum atayamaz.
Seçim barajı yüzde 10. Dünyada hiç yok örneği. Bizler yüzde 3 olsun dedik.
6 parti lideri olarak demokrasi, insan hakları, ekmek, aş için yola çıktıklarını belirten Kılıçdaroğlu “Yapacağımız birliktelikle Türkiye’yi aydınlığa çıkarabilirsek Türkiye’yi kucaklaştırabilirsek Türkiye’de yeni bir atmosferi yaratabilirsek emin olun sadece Türkiye için değil dünyada siyaset tarihini yazan bütün kitaplara bu konu girecektir” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Perşembe günü ilk programı, Diyarbakır’da 11 kadınla birlikte olduğu kahvaltılı toplantısıydı.
Toplantıda Kürt sorununun çözümü, ana dilde eğitim, ekonomik kriz, işsizlik, hasta mahpuslar, siyasi tutuklama ve yargılamalar, demokratikleşme adımları ve gençlerin sorunları gibi çok konu konuşuldu.
Divan Otel’de gerçekleşen toplantıya katılanlar dikkat çekiciydi:
Türkan Elçi: Tahir Elçi Vakfı Başkanı ve Tahir Elçi’nin eşi.
Nebahat Akkoç: Kamer Vakfı Başkanı Akkoç, 90’larda kurduğu vakıfta kadın sorunlarını ve çözüm önerilerini merkeze alan birçok çalışma yaptı. Yaptığı çalışmalar nedeniyle birçok uluslararası ödül aldı.
Zeynep Mızraklı: Emekli öğretmen olan Mızraklı, görevden alınan ve yerine kayyum atanan Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’nın eşi.
Ayşe Çelik: Ayşe Öğretmen olarak da bilinen Çelik, sokağa çıkma yasakları döneminde yaşanan çatışmalara dikkati çekmek için Beyazıt Öztürk’ün programına bağlanarak ‘burada çocuklar ölüyor’ demiş ve yaptığı konuşmadan dolayı hakkında dava alarak tutuklanmıştı.
Nevin Soyukaya: Arkeolog ve araştırmacı. Diyarbakır Arkeoloji Müzesinin eski müdürü olan Soyukaya, bölgedeki birçok tarihi yapının tescillenmesi ve kayıt altına alınması konusunda uzman ve öncü bir isim. Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçelerinin UNESCO Kültür Mirası listesine alınması için çaba sarf eden kişilerin başında geliyor.
Zülal Erdoğan: Anaysa Mahkemesi üyesi adayı. Erdoğan, aynı zamanda Kadın Cinayeti Davalarının başarılı avukatlarından biri.
Feride Laçin: Diyarbakır’ın ilk serbest kadın avukatı ve kentin tanıdığı bir sima. Medyada çok öne çıkmayı tercih etmese de, önemli birçok davada yer alan bir avukat.
Nurcan Kaya: Kentteki sivil toplum çalışmalarının önde gelen isimlerinden. Avukat olan Kaya, Artıgerçek yazarı.
Remziye Tanrıkulu: Avukat olan Tanrıkulu, CHP’li siyasetçi Sezgin Tanrıkulu’nun eşi.
Nevin İl: Sanayici ve Ticaret ve Sanayi Odası, Kadın Meclisi Başkanı.
Rojda Kaya: Eczacı ve Doğu, Güneydoğu iş Kadınları Derneği Başkanı.
Toplantı basına kapalı gerçekleşti.
Kılıçdaroğlu’nun HDP önünde evlatları için oturma eylemi yapan ailelerden Ayşegül Biçer, Celil Bekgdaş ve Süleyman Aydın ile öğretmen evinde görüştü.
Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler Dağkapı Gazi Caddesin’de esnafı ziyaret ederek sorunlarını dinleyip umut aşıladılar..
Ardından Kılıçdaroğlu partisinin üye katılım törenine katıldı.
İl Başkanı Sevgili Dostum Gönül Özen’le birlikte aralarında önemli isimlerinde bulunduğu 300 kişinin partiye katıldığı tören; CHP’nin artık Diyarbakır’da yeniden var olduğunun kanıtıydı.
Kılıçdaroğlu, üye katılım törenin ardından ise muhtarlar ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldi.
Saat 17.00’de 1980 askeri darbesinde Diyarbakır Cezaevinde işkence gören dört kişiyle görüştü.
Bunlardan biri Özgürlük Yolu davasından tutuklanan Nuri Sinir.
Erdem Gencan de, tutuklandığında Devrimci Doğu Kültür Derneklerin Genel Sekreteri idi.
Kemal Kılıçdaroğlu, ikinci gün, Dicle Toplumsal Araştırmaları (DİTAM) tarafından düzenlenen ‘Tigris Diyalogları’ toplantısı ile kentteki sivil toplum örgütleri ile bir araya geldi.
Sevgili dostalar daha fazla uzatmak istemiyorum bu toplantılar, buluşmalar ve helalleşmeler çok değerli ve kıymetliydi.
Daha sonra Kılıçdaroğlu, Urfa Silvan’a da geçerek yaptığı toplantılarda iktidara seslenip Urfa’daki mağduriyetleri gidermek için kendilerine engel olunmamasını ve elektrik üretip 6 ildeki mağdur çiftçilere ücretsiz elektrik verebileceklerini anlattı.
CHP Genel Başkanı ve sol damarı bozulmamış, asimile olmamış, halktan kopmamış, velhasıl halkçı ve solcu vekillerimiz; örgütümüz ve tüm kesimlerle, barışa susamış Diyarbakır halkıyla çok değerli bir birliktelik sağlamış ve barışın meşalesi yakmışlardır..
Emek veren, katkı koyan, inanan ve destek olan herkese teşekkürler.
Ben artık inanıyor ve güveniyorum. Herkes lütfen el versin, destek olsun ve bu birlikteliğe katkı koysun.
BARIŞ.
“Çocuğun gördüğü düştür barış.
Ananın gördüğü düştür barış.
Ağaçlar altında sevdalıların sevda sözleridir barış.
Bir babanın alnında ter damlalarıyla eve dönmesidir barış.
Açılan bir pencereden ne zaman olursa olsun, gökyüzünün içeriye dolmasıdır barış
Bir tas sıcak süttür barış ve uyanan bir çocuğun gözleri önünde duran kitaptır.
Barış, bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir.
Barış, sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların, sıcacık bir ekmektir o masası üstünde dünyanın…
Barış ışın demetleridir yaz tarlalarında, iyilik alfabesidir o dizlerinde şafağın.
Herkesin kardeşim demesidir birbirine, yarın yeni bir dünya kurmamızdır türkülerle
Kardeşler, uzatın ellerinizi. Barış Budur işte
YANNİS RİTSOS
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.” dedi.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>