Haberde Bursa

Belediye Başkanı Seçim Tarihimizin En Yüksek Oy Oranına Sahip Olanlardan Ermenek Belediye Başkanı Atila Zorlu Bakın Ne Diyor ?

13.01.2021
269

Diplomasi Türk Gazetesi ilk röportajını Diplomasi Türk Gazetesi Yayın Koordinatörü Mertcan ABBASOĞLU’nun iletişimiyle hem 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde hem de geçmiş yerel seçimlerde en yüksek oy oranlarına sahip belediye başkanı adayları arasında yer alan, % 55,28 oranıyla da seçimle koltuğa oturan Ermenek Belediye Başkanı sn. Atila Zorlu ile gerçekleştirdi.

İşte sn. Atila Zorlu’nun dikkat çeken yanıtları.

1- Diplomasi Türk Gazetesi okurları için kendinizi tanıtır mısınız Atila bey?

Ermenek  nüfusuna kayıtlı, 1974 Gelibolu doğumluyum. İlköğretim, ortaöğretim ve lise eğitimimi Konya Gazi Lisesi’nde tamamladım.1996 yılında Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünden mezun oldum. Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi alanında yüksek lisansımı ve Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkiye Cumhuriyeti Anabilim dalında doktora eğitimimi tamamladım. Vatani görevimi 2005 yılında Ardahan’da yerine getirdim. Atatürkçü Düşünce Topluluğu, TEMA Vakfı, Taşeli Kültür ve Yardımlaşma Derneği ile Yörük Türkmen Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarında uzun yıllar aktif yöneticilik görevlerinde bulundum. Atatürkçülük ve Cumhuriyet Ekonomi Politikaları ile Yakınçağ Siyasi Tarihi üzerine çok sayıda kongre ve sempozyumda konuşmacı olarak görev aldım. 18 yıl Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Atatürk İlke ve İnkılâp Tarihi Bölümünde öğretim görevlisi olarak çalıştım ve çeşitli birimlerde yöneticilik görevlerinde bulundum. 27.dönem İYİ Parti Karaman İli 2.sıradan milletvekilli adayı oldum. 2019 Yerel Seçimlerde İYİ Parti’den Belediye Başkanı adayı oldum ve 31 Mart 2019 seçimlerinden sonra Ermenek Belediye Başkanı olarak göreve başladım. Evli ve 2 çocuk babası olup, iyi derecede İngilizce bilmekteyim.

2- Siyasete atılma kararınızı nasıl aldınız ve niçin İYİ parti?

Ben siyaseti “İçinde bulunduğumuz topluma faydalı olma sanatı” olarak yorumluyorum. Üniversiteyi kazandığım dönemde puanım Hukuk Fakültesi’ne yetebilecek iken Tarih eğitimi almayı tercih ettim. Çünkü tarih, devletlerin ve toplumların yaşayışını inceleyen bir bilim dalıdır.

Üstad Necip Fazıl’ın Gençliğe Hitabesinde ifade ettiği gibi ” ‘Kim var? ‘ diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert ‘ben varım! ‘ ” cevabını verip bir adım öne çıkan bir gençliği örnek aldığım için gençliğimde de idealist bir kişiliğe sahiptim. Aktif siyasete 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliği referandumu ile başladım. 2017’de Başkanlık sistemine geçilmesini, Parlamenter demokrasinin terk edilmesini devletimizin artık farklı bir yol ayrımına geldiğine inandığımdan doğru bulmuyordum. Bu yüzden siyasette daha aktif rol almaya başladım.

İYİ Partiyi seçme sebebime gelince: Mevcut iktidar partisinin 18 yıldır sistematik olarak -bugün de aynı rezaleti yaşadığımız- başörtüsü tartışması; tarikat, cemaat, mezhep kavgaları; Atatürk üzerinden halkımızı ayrıştırdığını düşünüyorum. Bu ayrışmanın da bir anne şefkati ile çözülebileceğine; genel başkanımızın kadın olmasının birleştirici, bütünleştirici bir etkisinin olacağına inanıyorum. Öte yandan yapılan araştırmaların ortaya koyduğu istatistikler de İYİ partiyi oluşturan kitlenin (%80-85 civarı) büyük bir kısmının benim gibi soran, sorgulayan, araştıran, cevap bekleyen en önemlisi de Türk Milliyetçisi bir kökene dayandığını gösteriyor. Bu açıdan kendimizi daha rahat ifade edebileceğimiz bir yerde olduğuma inanıyorum. Bu yüzden İYİ Partiyi seçtim ve 2017 yılında 27. Dönem İYİ Parti’den Karaman Milletvekili adayı oldum.

31 Mart 2019 mahalli seçimlerinde İyi Parti’den Belediye Başkanı adayı oldum. Ermenekli hemşehrilerimin yaklaşık %60’lık teveccühü ile Belediye Başkanı seçildim. Bu duyguyu her sabah hissederek uyanıyorum. Çünkü Ermenek’e hizmet etmek gerçekten çok özel bir duygu…

3- Türkiye Cumhuriyeti tarihi içerisinde en yüksek oyu almış olan sayılı belediye başkanlarından birisiniz Atila bey. Oysaki bu başarıyı elde etmek aslında bir güven meselesidir. İdareci ile yönetilen ve hizmet bekleyen halk arasındaki güven bağına bağlıdır. Bu güvenin kaynağı tam olarak nedir?

Belediye başkanı olunca siyasette en kolay olanın aslında muhalefet etmek olduğunu anladım. İşlerin çözümü için işin başında olup bu sorumluluğu taşımak gerçekten zormuş. Aldığımız yüksek oy oranı kısa bir süre göğsümüzü kabartmış, bizi gururlandırmış olsa da sonradan aslında omuzlarımızda ne denli büyük bir yük olduğunu hissettiriyor. Bizler göreve gelirken kimseyi zan altında bırakmamaya çalışarak belki de günümüz siyasetinde en çok ihtiyaç duyulan uzlaştırmacı, naif bir dil kullanmayı düstur edindik. Genel Başkanımız Sayın Meral AKŞENER’ in konuşmalarını, kullandığı ifadeleri incelerseniz demek istediğim daha net anlaşılacaktır.

Yıllarca genç nesillerle bir arada bulunmuş bir eğitimci olarak da insanlarla birebir temas imkânımız oldu. Ermenek Anadolu’nun en öz, en bakir kalmış coğrafyalarından biridir. Burada vatandaşımız Akdeniz’ in sıcaklığını ve samimiyetini,  Anadolu insanının olgunluğunu taşır. Ermenek’i mahalle-köy, uzak-yakın demeden sokak sokak gezerek halkımızın sorunlarını yerinde dinledik ve dinlemeye devam ediyoruz. Hiçbir vatandaşımız kendi oylarıyla şekillenen bir makam tarafından hor görülmeyi veya geçiştirilmeyi hak etmez. Bu samimiyeti sürdürebildiğimiz ve halka gerçek niyetimizi anlatabildiğimiz sürece onlar bizim itici gücümüz olmaya devam edecektir.

Benim belediyeye bakış açım “Kendi evim, kendi dükkânım.” gibi görmek diyebilirim. Bu da zaten beraberinde tasarruf etme mecburiyetini getiriyor. Çalışanlarımızı ve halkımızı yalnızca seçmen olarak düşünmüyor onları ailem olarak görüyorum ve böylelikle sorunlar daha kolay çözülüyor. Zaten Başkan olarak makamımda oturmak yerine Mahalle Toplantıları düzenleyerek, birim amirleri ile birlikte geniş katılımlı görüşmeler yaparak halkımızın dertlerini dinleyip onların sorunlarıyla hemhal oluyoruz. İyi niyet, samimiyet, içtenlik… Bence bunlar herkesin anladığı evrensel bir dil ve bu dil her zaman her yerde geçerli.

4- Sizce Ermenek’in sorunları nedir ve bu sorunları çözmek adına nasıl bir proje yürütüyorsunuz?

Ermenek’te rakım 700 ila1700 arasındadır. Türkiye’nin 2. en derin baraj gölü burada bulunur. 700 rakımda da 1700 rakımda da yerleşim bulabilirsiniz ve bu fark kuş uçuşu yaklaşık birkaç kilometrede hızla oluşur. Bu durum bitki çeşitliliğini arttırdığı gibi coğrafi açıdan zorlu şartlar taşıdığından hizmet götürmeyi de zorlaştırır. Bu durum aynı zamanda turizm açısından da bir zenginliktir.

Özellikle 2014 maden kazasından beri Ermenek’te işsizliğin ortaya çıkardığı ciddi bir göç verme sorunu da bulunmakta. Ocakların birçoğu kapalı ve tarım alanlarımız vatandaşımızın ihtiyacının tamamını karşılayacak düzeyde değil maalesef. Pandeminin açtığı yaralar Türkiye ekonomisini etkilediği düzeyde Ermenek ekonomisini de etkiliyor. Ermenek Santral Parkında süren elektrik üretimi nedeniyle tarımsal üretim konusunda bağlarımızda su sorunu yaşanmaması için mücadele veriyoruz. Dünyanın pandemi-sağlık-doğa konularında bir tür sınavdan geçtiği bu günlerde en güvenli ve bozulmamış yerlerden biri olan Ermenek’te doğa turizmine ev sahipliği yapıyoruz. Yazın baraj gölünde tekne ile tur yaparken kışın merkeze 10 dakikalık mesafede kayak keyfi yaşayabiliyorsunuz. Tüm bunların yanında Ermenek’te en önemli eksiklerden biri olan pazar yeri ihtiyacını çözüme kavuşturmaya çalışıyoruz. Memleketimizin yetiştirdiği devlet adamlarından olan Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Lütfi ELVAN’ın, Sayın Sonay GÜRGEN’in desteği ve katkılarıyla Ahmet ve Nezahat KELEŞOĞLU Kent Müzesi İnşaatı sürüyor.

5- Belediyecilik anlayışı çerçevesinde bir belediye başkanının zorlanabildiği durumlar nelerdir ve bu durumlarla karşılaştıysanız nasıl çözümler ürettiniz?

            Her türlü faaliyette olduğu gibi Belediyecilik için de maddi gücün gerekli olduğu bir sistemin içindeyiz. Geçmişle hesaplaşma veya kimseyi suçlama derdinde değiliz ancak göreve geldiğimizde ilk olarak bir durum tespiti yaptık ve borç-gelir-gider bilançomuzu çıkardık. Faaliyet süremizde her 6 ayda bir bu denklemi yeniden kurup bilançomuzu halkımızla şeffaf bir şekilde bilboardlarımızdan paylaşıyoruz. Bir yandan borç ödeyip bir yandan Belediyecilik hizmetlerini hakkıyla yerine getirmeye çabalıyoruz. Maalesef iktidar partisinden olmayana çok fazla hizmet etme hakkı verilmiyor. Eğer iktidar partili değilseniz devleti, bakanlıkları bir yana bırakalım alt kademelerdeki bürokratlardan bile hizmet almakta çok zorlanıyorsunuz. İmkânlarımız dâhilinde hizmet veriyoruz, yetersiz kaldığımız yerlerde kaynak bulmaya çalışıyoruz. Geri kalan konularda halkımıza durumu açıklamak suretiyle anlayışlarına sığınıyoruz.

6- Maden kazaları ile gündeme gelen ve bu şekliyle tanınırlık elde etmiş olan Ermenek’in imajını değiştirmeye ve maden kazalarının önüne geçmek için ne gibi çalışmalarınız var?

Son günlerde madencilerimizin başlatmış olduğu bir hak arama mücadelesi var biliyorsunuz ve halen Ermenek maden sorunuyla gündeme geliyor maalesef. Bu konuda onların yanında bulunuyor, onların haklarını almaları konusunda kendilerine destek oluyoruz. Ermenek linyit madenleriyle Türkiye’nin hem sanayi hem özel tüketim ihtiyacını karşılayabilecek potansiyele sahipken bu imkânlar bugün maalesef kullanılamamakta. Madenlerimizin gereken düzeyde çalışacağı, insanımızın iş güvenliğine uygun şekilde çalıştırılacağı ve buradan emeğinin karşılığını alacağı güne kadar daha önce belirttiğim gibi alternatif iş kollarını canlı tutmaya çalışıyoruz. Tarıma, turizme, bilime ve eğitime gerekli önemi vermeye çalışıyoruz. Son yıllarda meyve kurutma, zeytin ve zeytinyağı endüstrisi vb. ile Ermenek’in marka değeri taşıyabilecek ürünlerinin geliştirilmesini destekliyoruz. Dört mevsim doğa turizmi yapılabilecek bir coğrafyada turizmi mümkün olduğunca çeşitlendirmeye ve geliştirmeye çabalıyoruz.

7- Türkiye’deki belediyecilik anlayışını bayındırlık hizmetlerinin ötesine götürmek istiyor olsaydınız nasıl bir yol izlerdiniz?

Belediyecilik temelde yerel yönetimlerin en önemli sembolüdür ve belediyelerin yapacağı hizmetler aslında yeraltı ve yerüstü imar çalışmalarıyla sınırlı da değildir. Belki devletçi bir anlayışta olmamın belki de tarihçi kimliğimin etkisiyle belediyeciliğin sadece inşaat-mimarlık çalışması olduğunu düşünmüyorum. Daha önce TEMA Vakfında görev yaptığım için çevre konusunda da çok duyarlıyım. Bunun içindir ki göreve geldiğimizden beri bu işlerin yanında Ermenek’in bilimsel-kültürel- folklorik – doğal flora gelişiminin de sağlanması için gayret gösteriyorum. Bu amaçla ilçemizde 2019 yılında:

·       BİRİNCİ ERMENEK TARİH-TOPLUM-DEVLET ÇALIŞTAYI’na ,
·       CEVİZ SEMPOZYUMU’na,
·       ENDEMİK BİTKİ ARAŞTIRMALARI TOPLANTISI’na,
·       ERMENEK İPEK BÖECEKÇİLİĞİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI’na ve
·       ÇOCUKLARDA BİLİNÇLİ TEKNOLOJİ KULLANIMI TOPLANTISI’na

alanlarında en başarılı bilim adamlarının da katılımıyla ev sahipliği yaptık.

Şu anda da bölgesel bir florada bölgemize özel katkısız kütük (kara) kovan bal üretimi için çalışmalarımız devam ediyor.

Sosyal devlet anlayışının sürdürülmesi adına pandemi döneminde abonelerimize kişisel hijyenin sağlanması amacıyla 20 ton su tanımladık ve talep edilmesi halinde araç içi dezenfeksiyon çalışmaları yaptık.

Ermenekli ihtiyaç sahibi öğrencilerimize hayırseverlerimizin de desteğini alarak burs imkânı sağladık ve bu gibi birçok çalışmayla halkımızın yanında olmaya, onlara layık olmaya çalışıyoruz.

8- Türkiye ile Avrupa’nın kıyaslamasını sürekli yapıyoruz ve bu kıyaslamada en dikkat çeken nokta Türkiye ile Avrupa belediyeleri arasındaki bütçe farkı ve bütçenin verimli harcanabilmesiyle harcanamaması sorunsalı. Geçmişimizde belediye bütçelerinin har vurulup harman savrulduğunu biliyoruz. Bunun yapılması size göre bir otoriter güç yitiminden mi kaynaklanmaktadır yoksa bu güç yitimine istinaden denetim birimlerinde söz konusu olan idarecilerin denetlenmiyor olmasından mı kaynaklıdır?

Bizden önceki seçim dönemlerinde yapılmış usulsüzlükleri elbette biz de tespit ettik ve bunları yargıya intikal ettirdik ama biz burada bir hırsız-polis kovalamacasından ziyade devraldığımız kurumu hangi şartlarda devraldığımızın altını çizme noktasındaydık. Sonuçta vatandaşımızın bizlere oy verirken ‘’Geçmişi ara, hırsızı yakala!’’ şeklinde bir zihniyetten çok “Hizmet etmen için seni göreve getiriyorum.” zihniyetini taşıdığını düşünüyorum. Tekrar söylüyorum. Amacımız kimseye suç atmak değil. Devletimizin bu konuları denetleyecek birimleri (İçişleri Bakanlığı, Valilikler, Maliyemiz, Defterdarlığımız, İstihbarat teşkilatlarımız vb.) bulunduğunu; aynı zamanda bir hafızası olduğunu ve vakti saati geldiğinde her yapılanın hesabının sorulacağını düşünüyorum; buna olan inancımı koruyorum. Biz göreve geldiğimizde yalnızca durum tespitini yaptık. İlgili kurumlara, kuruluşlara açıklamasını yapamadığımız ya da kayıp kaçak olarak görünen miktarları bildirdik ama şu ana kadar hiç kimseyle alakalı bir işlem yapılmadı maalesef.

Bizler de sorumlu olduğumuz halkımıza karşı 6 ayda bir oluşturduğumuz bilançomuzla şeffaf olmaya çalışıyoruz.

9- Bizlere zaman ayırdığınız için minnettarız. Son olarak Diplomasi Türk Gazetesi okurlarına neler söylemek istersiniz?

            Ermenek; Roma-Bizans , Selçuklu , Karamanoğulları, Osmanlı medeniyetlerinin hakim olduğu ve tarihi 4000 yıl öncesine dayanan bir tarih beşiğidir. Ben burayı coğrafi yapısının, ulaşımının sarp ve zor olması yönünden Türklerin Ergenekonuna benzetiyorum. Milletimiz ne zaman yenilmiş, azalmış, eksilmişse bu sarp kayalıkların arasına sığınmış, buraları yurt edinmiş ve küllerinden yeniden doğarak bir dönem Karamanoğullarına bir dönem Osmanlı Beyliğine en güçlü neferleriyle hizmet etmişlerdir.

Anadolumuzun her köşesi gibi Ermenek de eşsiz bir doğa güzelliğine sahiptir. Bütün Diplomasi Türk okurlarını Ermenek’e davet ediyoruz. Ben Diplomasi Türk okurlarını bir aile olarak değerlendirdiğim için arkadaşlarımın, dostlarımın Ermenek ile ilgili projeleri varsa burada onları hayata geçirebileceğimizi; projelerine ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyacağımı belirtmek istiyorum.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>