Haberde Bursa

Artık doğal kaynak zengini ülkeler Dünya yönetiminde hakimiyetini kaybediyor

15.02.2022
374

İYİ Partili Zafer Milli; Biz yola çıkarken 84 milyonu kucaklayan bir anlayışla İYİ PARTİ’yi kurduk. Sn Gn. Başkanımız konğrede şerefli her kim ki, TC kiliğine sahipse ağada, paşada odur dedi. Her değişik siyasi partide hizmet vermiş ülke sevdalısı İYİ PARTİ’de siyaset yapma şansına sahiptir. İlyakat, sadakat ve ehliyet referansımızdır. Yıllarca mikro sözde milliyetçilikle bölücülük yapıp ülkede ayrıştırıcı dil kullananlar ve terörle halkı mutsuz eden zihniyet başarıya ulaşamayacaktır. PKK TERÖRÜNÜN mahkum ettiği KÜRT’ler bizim can kardeşimizdir. Hiçbir ifade ile kendilerini incitici ve dışlayıcı yaklaşımda bulunamayız, bulunamazsınız. Bu minvalde değişik zamanlar ifadede bulunan Mv’lini uyarmama rağmen hala aynı güzergahta piar yapmaya çalışıyor. Siyaset basiret, feraset ve akıl işidir. Bunlar yoksa konuşmayacaksın. Biz hep birlikte TÜRKİYE’yiz. Bu populist yaklaşımdan vaz geçin ya da kendinize yol bulun.Ülkemiz çok büyük ayrıştırıcı dillerin tasallutu altındadır. Birlik yolumuzdur. İlk seçimlerde demokratik seçim ile iktidar olacağız. Ülkemizdeki tüm bileşenlerin mutluluğunu ve istikbalini temin mecburiyetindeyiz. Etnik aidiyetler zengiliğimizdir. Biz TUNÇLAŞMIŞ TÜRK MİLLETİYİZ.[ ( mozaik değil) ilgililere tunçlaşmış millet soyolojisini açıklarım]Önce vatandaşlarımızın tüm problemlerini çözüp mensubiyet ve aidiyet duygularını gerçekleştirip bölünmez mutlu TÜRKİYE’yi kuracağız.

Ülkemizin içinde bulunduğu bu dönemde malesef enerji temini ve bedelini ödeme büyük sıkıntıya sebep olmaktadır. Ekonomimizde cari açığın büyük kısmını enerji bedeli oluşturmaktadır. Yıllık 80 milyar dolar enerjiye para ödemekteyiz. Ülke enerji ihtiyacımızın %92’si ithalata dayalıdır. Malesef bu da petrol ve doğalgaz olarak iki kalemi oluşturmaktadır. Ülkemiz dogal kaynaklar bakımından zengin olmasına karşın yetersiz politikalar nedeni ile sıkıntı çekmektedir. Yılın büyük kısmını yıllık 2737 saat güneşli geçiren ülkemizde yeterli miktarda güneş tarlamız yok. Güneş enerji sistemlerinin imalatında dışa bağımlıyız. Rüzgar enerjisinde büyük kaynaklara rağmen yeterli üretimimiz yok. Rüzgar santrali imalatında halen dışa bağımlıyız. Rüzgar ve güneş enerjisi tam kapasiteye ulaşsa bile ihtiyacımızı ancak %20’sini karşılayabilyor. Yani değişik kaynak kullanmalıyız. Fosil yakıtlardan kömür bizim için önemli bir zenginliktir. Almanya halen enerjisinin %49’unu kömürden sağlıyor. En son 1.9 milyar € harcayarak kömürden 900MW elektrik üretiyor. Yeni yakma ve dijital kontrol sistemleri ile çevreci teknoloji geliştirdi. Dünya yeniden nükleer enerjiye dönüş yapmaktadır. Gelişmiş ülkeler yeni reaktörler kuruyor. Bizde akkuyu santrali halen kurulum aşamasında. Çok güze fakat yeterli değil. Daha hızlı ve küçük nükleer santraller kurup enerjide mutlaka dışa bağımlılıktan kurtulmalı. SONUÇ; büyük miktarda yetişmiş insan kaynağımıza rağmen koordinasyon ve yatırım eksikliğinden dışa bağımlı olmaktan kurtulamadık. Ocak ayında 8milyar$ enerjiye para yatırdık. Bu miktarı AR-GE ve yatırıma harcasak çok daha ucuza milli enerjimizi kullanırız. “MİLLET BİZİ ÇAĞIRIYOR”.

Siyasi çalışmalarım esnasında en çok sorulan soru; bunlar gidici ve gittiler. Bu kadar sıkıntı ve tahribatı nasıl onaracaksınız? Bu sorular sizlere de soruluyordur. Düşünün ki, bir iktidar ülkeyi ne hale sokmuş? Varlığı dert, yokluğu kurtuluş. Ülke de eğitim, sanayi, tarım ve hayvancılık çökmüş, demokrasi, insan hakları ve hukuk bitmiş. Bir millet’in kaderi bir şahsın iradesine ipotek edilmiş, saat 04.00 tehlikeli zaman dilimi olmuş. Bu şartlar altın da vatandaşa bir umut olmalıyız. Yarınlara sıkı sıkı sarılı, ayağı yere basan projeler ifade etmeliyiz. O kadar çok yapılması gereken iş var ki, bunları tek yazıda ve bir başlık altın da ifade etmek imkansızdır. Onun için şahsi fikirlerimi değişik zamanlarda bir yazı dizisi altında ifade edeceğim. Bu çalışmam çeşitli sosyal bilimci ve ekonomistlerin kitapları ve şahsi tespitlerimin derlemesidir. Faydalı olabilirsem ne mutlu. NE YAPMALIYIZ? “Özel sektörün lokomotif rol üstleneceği, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ekonominin belkemiğini teşkil edeceği, ülkemizin karşılaştırmalı üstünlüklerini yansıtan, uluslar arası rekabet gücüne sahip, tekelleşmeyi kaldırıp adil rekabetin yerleştireleceği, devletin rant dağıtımı yerine temel hizmet ve altyapıyı- özellikle de gerekli hukuki ve kurumsal çerçeveyi- sağlayıp denetim ve hakemliği üstlendiği, sosyal sorumluluklarını ihmal etmediği serbest fakat fanatik olmayan – piyasaya dayalı bir ekonomik sistem başlıca hedef olmalıdır”. (Mehmet Öğütçü.)

Ülkemizin ekonomik olarak batağa sürüklenmesi tamamen israf ve vurgun ekonomisine dayalıdır. 10₺’lik iş 20₺’den yandaşa veriliyor, 10₺ “HACI BABAYA”. Ülkemizdeki yönetim tarzına mesafeli duran sermaye; döviz, faiz, İMKB’sı üzerinden para kazanmanın peşinde. Sermayeye güven vererek sürdürüle bilir, Dünya çapında rekabet ve üretim gücünün hangi sektörlerde gerçekleştirilebileceğini net olarak ortaya koyup rekabetçi bilgi teknolojilerine yatırım yapmayı teşvik etmeliyiz. Yüksek kazanç bilgi teknolojilerinde var. İnsan kaynağımız bol miktarda vardır. Görebilene!!!!! Dünya da Ülke zenginliği artık doğal kaynaklardan ziyade bilgi teknolojilerine kaymıştır. Şeffaf, demokratik yönetim ancak bunu başarır. Kapalı, sorgulanamayan, adam kayırıcı, yolsuzluklara bulaşmış toplumun kalkınması imkansızdır. Ülke yönetimindeki “İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ” uygulanması hemen kesilmeli, yolcu ve hasta garantili soyguncu düzen hukuk kapsamında durdurulmalıdır. Acil olmayan projeler ertelenmeli mali denge oluşturulmalıydı.

Ülkemizin içinde bulunduğu fakat hak etmediği durumla alakalı çözüm odaklı çalışmalarım devam ediyor. Siyaset; sadece protest anlayışla kısır döngü içerisinde bırakılamayacak kadar değerlidir.
Bundan önceki yazılarımda da belirttiğim gibi çiddi bir yönetim ve ekonomik kaosun hakimiyeti altındayız. Ülke liyakatsiz, ehliyetsiz ve sadakatsiz bilgisiz sözde yönetimin işgali altındadır. Özellikle dış ilişkiler hamasi etki altındadır. Uluslar arası etkinliği olmayan ülkeler partner seçilmiş, reel politik yapılması gereken kalkınmış, etkin ülkelerle kavgalı durumdayız. Ülkemiz; yetişmiş insan kalitesi, girişimci, yaratıcı insan kapasitesi, yenilikçi, bilgi odaklı olmak zorundadır. 12. Yy’da yusuf has hacib’in dediği gibi “bilgiyi elde eden dünya’yı yönetir” veciz sözünü destur kabül etmeliyiz. Önümüze zaman odaklı çözüm hedefi koymalıyız. İklim ve coğrafi konum, doğal kaynaklar olarak zengin olan avantajlarımız harekete geçirilmelidir. Yoğun enerji kullanan inşaat demiri ve çimento üretimini ülke ihtiyacı ile sınırlamalıyız. Kaliteli imalat çeliği ve levha sac üretimi desteklenmelidir. Hindistan, Bangladeş’in hakim olduğu teksitil dallarından çıkıp yüksek teknolojili teksitil ürünlerine odaklanmalıyız. Artık doğal kaynak zengini ülkeler Dünya yönetiminde hakimiyetini kaybediyor. NETFLİX’in piyasa değeri EXXON- MOBİLİ geçti. Turizimde büyük yatırımlarımız var. İklim ve coğrafi yapı olarak çok avantajlıyız. Bu avantajı malesef her şey dahil uygulaması ile heder ediyoruz. Maliyetin altında konaklama sektörü zorda bırakıyor. Her yıl yüzlerce otel yok bahasına el değiştiriyor. Bu sistemin çok acil terk edilmesi gerekiyor. Nitelikli ve para bırakan turisti misafir etmeliyiz.

Çocukluğum SİİRT’in BEŞİRİ kazasında rahmetli MÜNİR DEDE’min çiftliğinde geçti. O zaman dilimi hiç hayalimden çıkmıyor. BEŞİRİ’de o zamanlar fötür şapkalı, siyah takım elbiseli, beyaz gömlek ve boyalı siyah ayakabılı bey efendiler vardı. Büyük babam variyetli biriydi. Borsalino marka fötür şapka, mongol ipek gömlek, boyalı ayakkabılı, siyah takım elbise giyerdi. Sohbeti ve derin kültürü nedeni ile sözü dinlenir bol miktarda misafir ağırlardı. Çiftlikte atlar, inekler, eşek ve bol miktarda tavuk ve hindi vardı. Çiftlikte envayi türlü sebze ve meyva yetişirdi. Dedemin çok özel atları bende unutulmaz hatıradır. Dedemle beraber ata biner değirmenimize giderdik. KELHOK ve TIHERİYE ezidi köylerinden geçerken köyün köpeklerinin peşimizden havlaması ve atın ürkmesini hiç unutamam. Dedem ata binerken özel golf pantolon giyerdi. Çizmeleri siyah körüklü ve boyalı deriydi. Atın eğeri MACAR derisinden yapılmış kahverenkli olup gıcır gıcır parlardı. Tam bir aristokrak havası vardı dedemin. Allah rahmet eylesin. GELELİM SARI İNEĞE; inek sürümüz içinde bir SARI İNEK vardı. Bu inek çok güzel süt yapardı. Rahmetli babaannem nezaratinde berivanımız ineği sağar tam sona gelince inek çişini birden yapar, sütü murdar ederdi. Komşuların bahçesine girer zarar verirdi. Çok haylazdı. Diğer inekleri rahatsız eder ahırın düzenini bozardı. Babaannem bu inek için HAYIRSIZ der kızardı. İnekler sabah BEŞİRİ’nin meyadanına toplanır çoban ilçenin meydanında toplanan tüm inekleri yaylıma götürür akşam getirirdi. Her inek kendi ahırını bilir ve damına girerdi. ÖNEMLİ NOKT!!! Birgün sarı inek akşam vakti ahıra gelmedi. Kaybolmuştu. Ertesi gün sarı ineği yazıdaki kurtların parçaladığını gördük. SARI İNEK’i kurtlar yediği için üzüldük velakin ahırımıza huzur geldiğinden mutlu olmuştuk.”

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>