Haberde Bursa

Vatandaş Sizden Hizmet, Bizden Denetim Bekliyor!

03.07.2020
528

Pandemi sonrası toplanan Yıldırım Belediye Meclisi’nde CHP Yıldırım Belediye Meclis Üyesi İsmail Tekin; “Birbirimizden de sorumluyuz.” dedi.

Tekin; “2020 yılı Temmuz Ayı başında gerçekleştirmiş olduğumuz Yıldırım Belediye Meclisimizin 14. Olağan Toplantısı’nda gündemimizin 4. Maddesinin 1. Bendindeki “Mali Hizmetler Müdürlüğü’nün 2019 Yılı Bütçe Kesin Hesabının görüşülerek onaylanması talebini içeren yazısı ile ilgili” Cumhuriyet Halk Partisi grubumuz adına söz almış bulunmaktayım.

Konuşmama başlamadan önce dünyanın her neresinde olursa olsun bütün kutsal değerlerimiz için şehit olmuş vatan evlatlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Tüm şehit ailelerine sabırlar diliyorum. Gazilerimize sağlık, sıhhat, afiyet diliyorum. Şehitlerimizin ve gazilerimizin manevi huzurlarında saygı ile eğilerek onlara minnettar olduğumuzu bir kez daha tekrarlıyorum.

Covid-19 salgın döneminde canları pahasına mücadele veren profesör, doktor, hemşire, hasta bakıcı, güvenlik görevlileri de dahil olmak üzere hastanelerdeki destek hizmetlerinde çalışan tüm personele şükranlarımı sunuyorum. Bu mücadele esnasında hayatlarını kaybedenler benim manevi dünyamda şehittirler, onların hatıralarını başımın üstünde kabul ediyorum.

Evet, kıymetli Hazirun!

Müsaade buyurursanız, 2019 Yılı Kesin Bütçe Hesabı ile ilgili görüşlerimi belirtmeden önce iki husus hakkında Sayın Belediye Başkanımız, belediye bürokratlarımız ve yöneticilerimizden bilgilendirme talebinde bulunacağım.
Bunlardan bir tanesi; Namazgâh Caddesi üzerinde bulunan otel ile ilgili olacaktır. Bundan önceki bir meclis toplantımızda konuyu gündeme getirmiştik.

Namazgâh Caddesi üzerinde otelin yanında eski, köhne binada izinsiz inşaat çalışmalarının yapıldığını belirtmiş ve konu ile ilgili bilgi talep etmiştik. Samimi olarak beyan ediyorum ki; o dönem itibarıyla bu binanın otele ilave edilebileceği gibi bir düşünce aklımızın ucundan bile geçmemişti. Lakin konu en baştan itibaren bir senaryoymuş. Sayın Başkan ilgili yöneticilerine sorumuzu yöneltti, detayı ile hatırlamasam da yönetici arkadaşlar da “tutanak tutuldu, gereği yapılıyor” diye cevap verdiler.

İlgili birim yetkilisi arkadaş ile grup başkan vekilimiz Nimet Hanım arasında yapılmış olan görüşmelerde de “binanın içinde yapılmış olan tadilatlara karışamıyoruz” gibi bir cevap verilmiş olduğunu biliyorum.
Şimdi sevgili arkadaşlar!

İlçemizin esnafı Ali Bakkal ile İmar konusu ile ilgili belediye başkan yardımcımızın odasına beraber girdik. Belediye Başkan Yardımcımız Fatih Polat Bey burada mı? Fatih Bey, açık anlatacağım, eksiğim varsa lütfen müdahalede bulunun. Sizinle birlikte vatandaşlarımızın belediyemizden talepleri ile ilgili gayet güzel paylaşımlarda bulunduk. Vatandaşların işlerini halletme konusunda da gerçekten samimi katkılarınız oldu.

Neyse Bakkal Ali Bey ile Fatih Beyi tanıştırdım ve Fatih Bey’e “Fatih Bey, Ali Bey mahallemizin esnafı, bir hata, bir iş bilmezlik yapmış ve dükkânının arkasında almış olduğu eski bir evi hem onarmış hem de üzerine bir kat ilave etmiş ve çelik çatı ile kapatmış. Bu olay da belediyemizce tespit edilmiş. Kendisine ilgili birimce yazı tebliğ edilmiş.

Dolayısıyla yasaların el verdiği ölçülerde yapabileceğimiz bir yardım yani bir önerimiz varsa Ali Bey’e yapalım” dedik. Fatih Bey’de sağ olsun, “Biz gelirsek yıkarız, biz gelene kadar Ali Bey, kendisi üst katı yıktırsın, çatıyı normal mesafesine çeksin, fazla zarar görmeden işini çözsün” dedi, ben de Bakkal Ali’ye “Tamam mı Ali Abi, olay bu” dedim, çıktık. Tabi sonra Bakkal Ali’ye çoluğunun çocuğunun rızkını, dükkânının sermayesini harcayarak yapmış olduğu ilaveyi kendi elleri ile yıktırmak zor geldi herhalde, o kısmını tam bilmiyorum ama “Belediye olarak biz de süre dolduğunda gidip, görevimizi yaparak Bakkal Ali’nin evini başına yıktık.

Bu arada Meclis Üyesi olduğumuz için çeşitli bölgelerden çeşitli şikâyetler ile karşı karşıya kalıyoruz. Yine bu yıkımlar ile ilgili Dokuzgözler”de Irgat Hasan’ın evini başına yıktık, yine bir bölge de kadın bir esnafımıza ait bir dükkânı başına yıktık.

Şimdi bu “başına yıktık” ifadesine tepki göstereceğinizi biliyorum. Arkadaşlar, zaten tepki göstermeniz için kullanıyorum, bu ifadeyi.

Burada kaçak yapılaşma ile mücadeleye ket vurmak anlamında yaklaşmıyorum konuya. Bu, herkes tarafından çok iyi bilinsin…

Bakın arkadaşlar, biz Belediye’yiz. Sadece Belediye değil, aynı zamanda da devletiz. Devlet, yıkmaz, imar eder. Bir ara yine mecliste bir görüşmemiz de sayın başkan, hatırlar mısınız bilmem ama bu tür bir konu görüşülürken meseleyi “eğitime bağlamıştınız”, lakin eğitimden de biz sorumluyuz. Bizim, bütün sorunlarla ilgili sorumluluğumuz var ve biz bu sorunları çözmekle mükellefiz.

Dolayısıyla şimdi bazı insanların kaçak yapmış oldukları binaları yıkıldı, bazıları yıkılamadı.

Servet Bey Kardeşimiz, hukukçu kimliği ile konusuna çok iyi hazırlanmış, güzel bir sunum yaptı. Orada ben, bir ikileme düştüm. Çünkü hayvan barınağı olarak kullanılan yerin en fazla bir dönüm olduğu falan kanaatindeyim. Ne bileyim kardeşim, deveyi hamuduyla götürme sevdasında olanlar olunca biz çırak kalıyoruz. 53 dönüm yerden bahsediliyor.

Fatih Bey! Dokuzgözlerdeki büyükbaş hayvan bakımı yapılan tesis hakkında 10 aydan fazladır konuşuyoruz sizinle, değil mi? Sayın başkanın da, meclisimizin de bu konudan haberi var; “Gereğini yaptık, yapıyoruz, yaptık, yapıyoruz” diyoruz ama maalesef herhangi bir şey de yapamıyoruz.

Yetişemediğimiz bu sıkıntılar bazı insanların haksız zenginleşmesine sebep oluyor. Bazı insanların kendi hataları da olsa almış oldukları cezalar ile fakirleşmelerine sebep oluyor. “Dünyanın düzeni bu diyerek” sıyrılamayız bu işlerden, biz icra makamıyız. Namazgâh Caddesi üzerindeki otel yanındaki binayı içinde yapmış olduğu çelik konstrüksiyon çalışması ile kendi binasına 3 ek oda ile ilave etmiş oldu. Hayırlı olsun… Ne diyelim…

Biz adil olmak durumundayız, arkadaşlar. “Gereğini yapıyoruz” derken otelin dış sıvasını mı yapıyoruz, klimalarını mı takıyoruz. Bu icra makamındaki arkadaşların “gereğini yapıyoruz” ifadesinden ne anlayalım biz, size zahmet bu “gereğini yapıyoruz” ifadesini bize bir izah edin.

Aktarmak istediğim İkinci konu da yine önceki konuşmalarımda sormuş olduğum, Namazgâh Parkındaki kafeterya. Daha önce sordum, “tutanak tutuldu, gereğini yapıyoruz” diye cevap verildi. Namazgâh parkındaki muhtarlık tarafındaki duvarın dibindeki ve açık namazgâh olarak kullanılan bölümün hemen altındaki set üzerindeki oturma grupları kaldırılmış.

O oturma gruplarında vatandaş çayını demleyip gelip parkın içinde oturup dostları ile birlikte çay içiyormuş. Şimdi biz “gereğini yapıyoruz” derken, kafeterya yer kiralamayı bizden yapmamıştı, bunu daha önce konuyu görüştüğümüzde öğrenmiştik. Dolayısıyla müşteri garantisi falan vermiş olamayız diye düşünebiliyorum.

Bizim belediye olarak bu kafeterya ile bir ortaklığımız da yok. Öyle olunca da bana şu cevabı vereceksiniz diye düşünüyorum; “Covid-19’dan dolayı oturma gruplarını kaldırdık. Bu arkadaş Vakıflar Bölge Müdürlüğünden Namazgâh Parkının tamamını mı kiraladı arkadaşlar, nedir bu olay. Bunu tam açıklığı ile meclise bir anlatın, bütün arkadaşlarımızın bu konu ile ilgili bilgisi olsun.

Evet arkadaşlar! Belediyemizi yöneten arkadaşlarımdan bir ricam var; ben, Namazgâh Caddesindeki Otelin sahibi, Namazgâh Parkındaki Kafeteryanın sahibi ve Dokuzgözlerdeki büyükbaş hayvan bakım tesisinin sahiplerini tanımam, dolayısıyla bizi ilçe insanlarımızla hasım yapmayın. Rica ediyorum; adil davranın. Bu işlerde arkadaşlık, dostluk, hemşericilik, partililik gibi kavramları ön plana çıkarmak doğru olmaz. Bu uygulamalarda da çıkarıldığını düşünmüyorum, düşünmek de istemiyorum.

Hepimiz yolcuyuz, Yıldırım İlçesi yoldur, handır. Biz, bugün varız, yarın yokuz. Malımız mülkümüzle değil de adımızın sanımızın iyiliği ile anılalım, gerisi boş işler.

Şimdi 2019 Mali Yılı Bütçe Kesin Hesabı ile ilgili konuşulacak çok şey olabilir ama daha önce bu konularla ilgili yapmış olduğum konuşmaları tekrarlamak gibi bir şey olacağı için bu bölümü kısa tutacağım.

Önceki konuşmam da Yıldırım Belediye Başkanlığının borcunun 540 milyon civarında olduğunu söylemiştim diye hatırlıyorum. 50 milyon lira da Yeşil Yıldırım A.Ş. ‘nin borcu mevcuttu, Yeşil Yıldırım A.Ş. Belediyeye iş yapıyorsa 50 milyon lira borç zaten belediye borcunun içinde mevcut, dolayısıyla söylemiş olduğum toplam borcun 540 milyon olduğunu kabul edelim. Yeni yapmış olduğum hesaplamaya göre de Belediyemizin borcu 522 milyon civarında…

Bütçemiz ile ilgili bundan önceki konuşmalarımın hemen hemen hepsinde “Arabanın lastiklerinin kabak olduğunu söylemiştim, dolayısıyla neden arabaya patinaj yaptırıyorsunuz” diye sormam doğru olmaz. Lastikler kabaksa araba patinaj yapacak, bunun başka yolu yok.

48 milyon civarında bir faiz ödemesi öngörülmüştü, o faiz ödemesinin gerçekleşen kısmı 43-44 milyon civarındadır. İlk seçildiğimiz dönemde belediyemizin borcu 472 milyon idi, ödediğimiz faiz miktarını üstüne ilave ettiğimizde zaten 522 milyona yakınlaşıyoruz. Bir yıl çalıştık, boşa gitti. Bundan sonraki süreçte de çalışmalarımız boşa gidecek, çünkü bu şartlarda Yıldırım Belediyesinin 500 milyon borcu ödeme kabiliyeti maalesef yok.

Bu arada Mali işlerden sorumlu arkadaşlarımı meslektaşım oldukları için bu tür ortamlarda rencide etmek istemem. Onlara da cevaplamaları anlamında iki sorum var. Bir tanesi 630 Hesapta mevcut olan 27 milyon faiz gideri ile 830 hesapta mevcut olan 43-44 milyon civarındaki faiz gideri arasındaki 16-17 milyon fark, yapılan imalat maliyetlerine mi atılmıştır yoksa olabilir benim göremediğim bir şey mi var?

İkinci sorum da partilerimize göndermiş olduğunuz 2019 yılı bilançosunda uzun vadeli borçlar bölümü boş bırakılmış gibi… Uzun Vadeli Borçlar, niçin Kısa Vadeli Borçlarda gösterildi?

Emekçi kardeşlerime, arkadaşlarıma sesleniyorum; bizim siyasi çekişmelerimiz sizlerin çalışma şevkinizi bozmasın, lütfen işimizi iyi yapmaya çalışalım. Mustafa Kemal Atatürk “Vatanını en çok seven işini en iyi yapandır” diye ne güzel söylemiş. Kim ne yaparsa yapsın, biz işimizi iyi yapalım, arkadaşlar.

Mesela olur ya; borcumuzu iki kere ödeyip, sonra da karşı tarafa alacak davası açmayalım. Hata yapmak insana mahsus ama bunlar izah edilebilecek hatalar değil.

Birbirimizi kırmaya değmez. Kırılacak olan insanlar bir köşeye çekiliyorlar, kırılmaması gereken insanlar da ortalıkta gereksiz yere birbirlerini kırıyorlar.

Geçmiş dönem Belediyeyi yöneten arkadaşımız, Nilüfer İlçemizde kendine harika bir hayat kurmuş, yaşamını sürdürüyor. Allah, mesut bahtiyar etsin, ne güzel. Allah, O’nun kendine kurmuş olduğu hayatı, herkese ama bir şartla “devletine ve milletine zarar vermeden kurmayı” nasip etsin inşallah…

2019 Mali Yılı Bütçe Kesin Hesabı içindeki harcama kalemleri ile ilgili şu oldu, bu oldu gibi hazırlıklar yaptım. Rakamlarla vaktinizi almayacağım, harcama yetkisine haiz olan arkadaşlar, bilgi ve tecrübeleri yettiğince harcamaları özenli bir şekilde yapmaya gayret etmişlerdir.

Yıldırım Belediyesinin kör kuruşunda gözü olanın gözü çıksın.

Dolayısıyla maddeye ret oyu kullanacağız.

“Ak akçe kara gün içindir” gibi çok güzel anlamlı bir atasözümüz var.

Salgın döneminde yardıma ihtiyaç duyan arkadaşlar, bizlere ulaştılar, biz de belediye başkan yardımcılarımıza ulaştık. Ellerinden geleni artlarına koymadan yardımcı oldular. İhtiyacı görülen insanlar oldu. Onların da bizim de elimizde olmayan nedenlerden dolayı bazen ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçları görülemedi.

Mesela; bir emekli, kaymakamlık sorgusuna göre ayda 2.450 lira maaş alıyormuş, 450 lira kira ödüyormuş, maaşında 1.800 lira haciz varmış, dolayısıyla geçinmesi için 200 lira kalıyor, bu emekliye yardım edilemedi. Buna çok üzüldüm. Şöyle ki; evet vatandaş bir yanlış yapmış, icraya düşmüş ama düşmüş işte.

Yapılacak bir şey kalmamış artık, dolayısıyla bu insanın yardıma ihtiyacı olduğu aşikâr. “Devlet, belediye veya bir kamu kurumu, ne olursa olsun, bu vatandaşını, bu şekilde çaresiz bırakmamalı” diye düşünüyorum.

Daha önceden de tanıdığım bizim gibi bir aile babası kardeşim, Covid-19’dan öncede işsizdi zaten, biraz birikimini tükettikten sonra tamamen tükenmiş. Yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi, belediyemizin ilgili Başkan Yardımcısına konuyu aktardım, başkan yardımcımız belediyemizin internet sitesi üzerinden giriş yaparak yardım talebinde bulunmasını önerdi.

Bu insanlar bilgisayardan, internet sitesinden anlayan arkadaşlar değil dolayısıyla bilgileri girmesine yardımcı oldum. Sanırım iki hafta sonra beni arayıp aynen şöyle söyledi kardeşimiz; “2 saattir ağlıyorum, kendimi ancak toparladım abi, sana teşekkür etmek için aradım.

Teşekkür ederim, akşam makarnayı komşudan ödünç aldık. 2 saat önce koli geldi, şimdi ödünç aldığımız makarnayı verdik, bu gelen de bizi bir hafta idare eder. Allah razı olsun” dedi. Ben de ona, “Yardımı Yıldırım Belediyesi yaptı. Ben sadece aracılık yapmaya çalıştım” dedim.

Benim için Covid-19’un hikâyesi budur, arkadaşlar! Bana bundan sonra Covid-19 dendiğinde, bu hikâye aklıma gelecektir.

Belediye olarak çok sıkıntılı bir dönemimizde yakalandık Covid-19 salgınına. Belediye Başkanımız ve yönetici ekibi ellerinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştılar. Vatandaşı memnun edebildilerse biz de bundan memnun oluruz.” dedi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>