Haberde Bursa

DSP’nin çürük düzene katkıda bulunanlara hiç bir diyet borcu yoktur

13.10.2021
540
Açıklamalarda bulunan Demokratik Sol Parti Genel Başkan Yardımcısı Murat Özbilge; Demokratik Sol Parti’nin çürük düzeni, çürüğe çıkarabilecek, yerine hakça bir düzen getirebilecek tek parti olduğunu ifade ederek; “DSP’nin çürük düzene katkıda bulunanlara hiç bir diyet borcu yoktur. Çünkü dürüstlük bu partinin simgesidir” dedi.
DSP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özbilge ‘Demokratik Sol Kültür’ün, doğrultu tutarlılığı, parti yapısını ve kadrosunu, son yıllarda, siyasetin sürüklendiği çamur deryasında tertemiz tutabildiğini vurgulayan Murat Özbilge; Demokratik Sol Kültür, Türkiye’nin toprağı ile birlikte binlerce yıllık tarihini de özümseyen barışçı ve birleştirici bir ulusalcılığı, yani Atatürk’ün belirlediği anlamda milliyetçiliği de içermektedir” dedi.
Türkiye’nin meselelerinin içinden çıkılamaz hale geldiğine dikkat çeken Özbilge; “Türkiye öyle bir hale getirildi ki; sabah işe giderken, pazarda alışveriş yaparken, trafikteyken, kaldırımda yürürken, okulda, parkta, evde otururken, pencereden balkondan bakarken, terörün her çeşidi; bölücü terör, canlı bomba terörü, trafik terörü, maganda terörü, taciz terörü, kısacası ‘Yaşarken Ölüm’ yanı başımızda. Ülkemizde büyük kentler artık kendi dumanlarında boğuluyor, kendi çöplüklerinden, kendi atıklarından zehirleniyor, kendi trafiğinde tıkanıyor, kendi yükünde eziliyor. Büyük kentlerin sorunları köylerden başlayarak çözülür. Anadolu’nun ihmal edilmiş yörelerinden başlayarak çözülür. İhmal edilen bölgelere özel sektör gitmiyorsa devlet gitmelidir,fabrikalar kurmalıdır.Elimizi kolumuzu bağlayan, bizi sömürge durumuna düşüren gümrük birliği sorgulanmalıdır. Artık kendi gücümüzün farkına varmalıyız. Avrupa birliğinin kapısında yalvarıp yakarmaya son vermeliyiz. Kuruluş ayarlarımıza geri dönmeliyiz.’Karma ekonomik sistem, her alanda üretim, liyakat, denetim, tam demokrasi, hukukun üstünlüğü köykentler, ‘tam bağımsızlık, halk sektörü olmazsa olmazlarımızdır, şeklinde konuştu.
Adaletsizliğin önemli bir sorun olduğunu iddia eden Özbilge sözlerini şöyle sürdürdü; “Adalet mülkün temelidir. Hiç kimse bir diğer kişiye haksızlık ve hukuksuzluk yapma ayrıcalığına sahip değildir. Hiç kimse ele geçirdiği devlet gücünü, karşısında olana pervasızca kullanamaz. Demokrasi, hukuk, adalet hepimizin sığınacağı limandır.”
Güneydoğu Anadolu’daki feodal yapının bir an evvel değişmesi gerektiğini dile getiren Özbilge; “Güneydoğu Anadolu’nun çağdışı feodal yapısı ve kültürü bu bölgeyi ülke genelinden büyük ölçüde koparmakta,o yüzden de bölücü akımlara elverişli bir ortam oluşmaktadır. Feodal yapının kökleşmesi halkın ezilip sömürülmesine etken olmaktadır. Feodal yapı süratle değiştirilmelidir. Devlet öncülüğünde sınaileşme gerçekleştirilirken, hakça bir toprak reformu yapılmalı, üretim ekonomisi ve üretim kooperatifçiliği desteklenmelidir. Böylece bölücü terörü besleyen işsizlik sorunu da çözülmüş olacaktır. Dağınık yerleşim düzeninden toplu yerleşim düzenine de geçiş sağlanmalıdır. Tarımsal planlama ve düzenleme gerçekleşmelidir” dedi.
“Çevrenize bir bakın kaç kişinin yüzü gülüyor? Ekonomik darboğaz, maddi imkansızlıklar, işsizlik, sahipsizlik, güvensizlik diz boyu. Peki sonuç? Evde kavga, sokakta kavga, iş’te kavga, okulda kavga. Mahkeme kapılarında sürünen binlerce insan. Boşanmalar, icralarla uğraşanlar” diyerek karamsar bir tablo çizen Murat Özbilge, siyasetin görevinin insanı mutlu etmek ve kavgasız bir yaşam sunmak olduğuna dikkat çekti.
Laikliğin üç temel öğesi olduğunu vurgulayan Özbilge bu konudaki görüşlerini söyle sürdürdü; “Din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması. Herkesin inancına, dinine, mezhebine saygı gösterilmesi. İradenin halkta olması. Laiklikte Allah ile insan arasına aracı giremez. İnsan kendi iradesiyle Allah’a ulaşmanın yollarını arar. Laiklik ruhban sınıfını reddeder. İslam da ruhban sınıfını reddeder. Allah’a sarıkla değil yürekle ulaşılır
Türk Milleti, İslam’ı Suudi Arabistan’ın hocalarından da İran’ın mollalarından da öğrenecek millet değildir. İslamın aydınlığını Avrupa’nın ortalarına İranlılar, Araplar götürmedi. Türkler götürdü. Türk halkının İslam Anlayışı, Orta Asya’dan kaynaklanan, Hoca Ahmet Yesevi’lerden Horasan Erenlerinden kaynaklanan, oradan Anadolu’ya gelip Hacı Bektaş Velilerle, Yunus Emre’lerle, Mevlanalarla, bu halk erenleriyle, halk erenlerinin sözüyle sazıyla gelişti Anadolu’da. Buradan Balkanlara, Doğu Avrupa ülkelerine yayıldı. Türk’ün İslam anlayışı Allah korkusundan çok Allah sevgisine dayanır. Allah sevgisi de insana yansır. İnsan sevgisi de hoşgörü ve özgürlüğün yolunu açar.”
Eğitim konusuna da değinen Özbilge; “Eğitim hızla pahalılaşmaktadır. Aileler okullarda adeta haraca bağlanmaktadırlar. Oysa bir çok ailenin gücü artık çocuklarının gereksinimlerini bile karşılamaya yetmemektedir. Yüksek öğretim olanakları bu yüzden gitgide daralmaktadır. Orta öğretimlerde öğretmenlerin çoğunluğu bilgilerini geliştirmek için harcayacakları zamanı geçim zorluğu yüzünden ek gelir sağlayıcı işlerde kullanmaktadırlar. Öte yandan gerek orta gerek yüksek öğretim kurumları arasındaki eşitsizlik sosyal uçurumlara yol açacak seviyelere ulaşmıştır. Sosyal devlet anlayışı ile bağdaşmayan seçkinci bir eğitim yapısı oluşmuştur. Eğitime ayrılan bütçe yetersiz kaldığı gibi, verimsiz de kullanılmaktadır. Eğitim eşitsizliğine derhal son verilmelidir” dedi.
İşçi haklarını büyük ölçüde etkisiz duruma getiren yaygın işten çıkarma ve taşeronluk uygulamalarına karşı etkin yaptırımlar uygulanması, kod 29 yerine gelen kod 46 uygulamasının kalkması gerektiğini söyleyen Özbilge; “ Toplu sözleşmelerin kağıt üzerinde kalması önlenmelidir. 3600 ek gösterge, intibak, emeklilikte, yaş mağduriyeti giderilmelidir. Ekonomik bunalımın bedelini ağır ödeyen küçük ve orta ölçekli girişimcilere devlet desteği son derece yetersizdir. İstihdama katkıda bulunabilecek bu gibi işletmelerin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bir yandan da halk ortaklıkları özendirilmelidir. İşsizlik çok tehlikeli ölçülere varmıştır. Onun için üretken yatırımlar gerçekleştirilmelidir şeklinde konuştu.
Millet iradesinin üstünde hiçbir gücün olamayacağını vurgulayan Özbilge sözlerini şöyle tamamladı; “Millet kendi sorunlarını kendi iradesi ile çözer. Onun için millet iradesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne doğru dürüst yansıması gerekir. Ama Türkiye’de son derece adaletsiz bir seçim sistemi hala yürürlükte: ve o yüzden millet iradesi Millet Meclisi’ne çarpıtılarak yansıyor. Adaletli bir sistem olmadığı içinde milletin sorunları çözülemiyor. Demokratik Sol Parti olarak milletimizin bize vereceği temiz oylarla ilk seçimde Türkiye Büyük Millet Meclisinde Türkiye’nin önünü açacağız.”
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>