Haberde Bursa

CHP’NİN GENLERİ İLE OYNAMAYIN. KINADIĞIMIZ TEK ADAM ANLAYIŞINI DAYATMAYIN.

23.01.2023
387

Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’dan dikkat çeken analiz! Buğday;

Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, samimiyetime inanın; ne Genel Başkana nede gerçekten gece gündüz emek veren, bu karanlık günlerden, faşist düzenden kurtulmayı amaç edinmiş milletvekillerine karşıyım.
Birçok zamanda özellikle CHP’deki birçok vekilimizin çalışmalarını, başarılarını, son derece saygın ve önemli tavırlarını, yiğitçe hesap sormalarını yazan ve takdir eden bir insanım.
Ancak iktidar güç kaybedip, itibar yitirip, güvenilmez oldukça artık vitesten atmış, freni patlamış kamyon gibi her tarafı yaka yıka yol alıyor.
Tek Adam, gece gündüz kendine biat etmiş medya ve yalakalıkta sınır tanımayan yazan çizen tayfanın pazarlaması ile yoksul halkın beynini yıkamaya devam etse de artık kaybedeceğini biliyor.
Bunun için artık demokrasinin kırıntısına bile izin vermeden, hak hukuk tanımadan ve baskıyı artırıp uymadığı anayasayı artık tümden rafa kaldırarak tek başına keyfi kararlarını her alanda dayatıyor.
İşte bu durumda Kılıçdaroğlu’nun üstün gayreti, iyi niyeti ve sağa olan sempatisi ile kurulan Millet İttifakı, halkların umudu olarak uzun bir süredir beklenen bir güç olarak çalışmalarına devam ediyor.
Her ne kadar en geniş demokrasi platformunda sol/sosyalist güçleri ve farklı renk ve görüşteki partilerle hala buluşmasalar da Tek Adam ve yancılarının faşizmine ve hukuksuzluklarına karşı 6 lider imza altına aldıkları kendi metinlerine nedense uymaz oldular.
Bu tür durumlar kabul edilemez ve güveni sarsar beklentiyi yok eder.
Millet İttifakı, bu zikzakları, değişen günlük kararları ve anlamsız tavırlarla umut olamazlar.
Bir hafta önce imza altına aldıkları veya kamuoyuna açıkladıkları kararlarını hiçbir kurulda tartışmadan, hata üst yönetimlerine bile söyleme gereği duymadan değiştirmeleri demokrasi ile bağdaşmaz.
Fazla uzatmadan iki örnekle ne demek istediğimi anlatacağım:
1-Gereksiz ve anlamsız bir işgüzarlıkla ve grup kararı ile kanun teklifi halinde TBMM’ne sunulan türban konusunu şahsen ben, defalarca yazıp kınayıp anlamsız ve yersiz olduğunu belirtiğimiz bu teklif gerçekten başa bela oldu.
Tek Adam Saray Rejimi, bu konuyu istismar konusu yapıp anayasa hükmüyle aslında laikliğin içini boşaltmak ve aile yapısı tarifi ile de çok eşliliğe yol açacak bir anayasa teklifi olarak şimdi siyasi partilere dayatıyor.
Tam bu sırada da yüzlerce bekleyen dosya içinden seçilen partinin gururu yiğit insan CHP’li Ali Mahir Başarı’ın ve İYİ Partili Lütfü Türkkan’ın dokunulmazlık dosyaları TBMM ne getirildi.
CHP ve İyi Parti, Cumhur İttifakının her zamanki düşmanlıklarının devam ettiğini ve anayasa teklifindeki tuzağı görüp toplumun ve tüm kadın derneklerinin de reddedilmesini istedikleri bir karar açıkladılar:
Anayasa tanımayan, Tek Adam’ın seçim malzemesi yapmak için türban konusunu ve LGBT’yi istismar konusu yapmasına izin vermemek için bu teklife destek vermeyeceklerini ve komisyona girmeyeceklerini açıkladılar.
Çok doğru ve olması gereken bir tavırdı.
Bir anda ne oldu ve neden vazgeçildi kimse anlamadı İyi Parti ön almak istercesine kendileri bir takım düzenlemeler yaparak CHP’de onlara destek vererek komisyonlara girdiler.
2- Bir yıldır erken seçim isteyen Millet ittifakını duymayan ve seçim yasalarını değiştirip Millet İttifakına ve kendilerine karşı olan tüm siyasi partilere tuzak kuran Tek Adam ve yancıları artık son çırpınışları ile ülkede ne ekonomi, ne saygınlık nede güven bıraktılar.
Halklar artık tek sloganla meydanları inletiyor: “AÇIZ AÇIZ…” sesleri ve çaresizlik hiçbir iktidarı ayakta tutması mümkün değilken Tek Adam şapkadan sürekli tavşan çıkararak gerçekleri ters yüz etmeye çalışıyor.
Aylardır Millet İttifakının bileşenleri bu tuzağa düşmemek için kabul edilen yeni seçim kanunun uygulanmayacağı ve 6 Mart günüden sonra alınacak erken seçim kanununu kabul etmeyeceklerini ilan ettiler.
Doğru ve haklı bir karardı.
Ayrıca tüm saygın hukuk adamları ve siyasi partiler, kurumlar, kuruluşlar Tayyip Erdoğan’ın 3. Kez Cumhurbaşkanlığına aday olmasının mümkün olmayacağını ilan ettiler.
Ne oldu neler oluyor anlamakta zorluk çekiyoruz.
Nasıl oluyor da Millet İttifakı bileşenleri Tek Adamın isteğine uyup anayasayı ve yasaları yani hukuku yok sayabiliyorlar?
Mazeretlerinin ciddiyetsizliği bile bizlerin tüm umutlarımızın yıkılmasına sebep olacak bir konumdadır.
Neymiş efendim; “Tayyip Erdoğan mağduriyet edebiyatı yapmasın” diye onun hak hukuk tanımaz konumuna karşı susmayı ve kendileri de bu hukuksuzluğa imza atmayı göze alabiliyorlar?
Millet İttifakındaki CHP dışındaki diğer partilerin gerçek köklerinin bu anlayışla birlikte olmaları belki onlarda bu hazımsızlığı ve hukuksuzluğu kabul etmelerini sağlayabilir.
Ancak Cumhuriyeti kurması ile kıvandığımız, bu ülkenin temel taşı ve ulu çınarı olan CHP’yi bu ilkesizliğe kimse ortak edemez ve sol anlayışlarına güvendiğimiz, milletvekilleri de bu saçmalığa izin vermemelidir.
Ancak çok şaşkın ve üzgünüm hatta hayal kırıklığı yaşıyorum
CHP’deki vekiller dahil duyarlı olan herkes ikili üçlü konuşurken bu absürt durumu kınıyor, “olmaz böyle bir saçmalık” diyor ama ne yetkili organlarda nede yüksek sesle itiraz edebiliyorlar..
Neden…Neden…Neden ????
Çünkü artık CHP’de de her şey AKP’deki gibi Genel Başkanın 2 dudağı arasında şekilleniyor!!!
Oysa CHP’de en üst organ Parti Meclisidir.
Tüm kararlar orada tartışılır, önermeler görüşülür ve sonunda nasıl davranılacağı orada karar olarak alınır ve oylanır.
Şimdi soruyorum herkese, tüm örgüte ve sol/sosyal demokratlara, CHP son günlerde inanılmaz zikzaklar yaparak hareket ediyor bu tutarsızlıklar içinize siniyor mu?
Genel Merkez PM’nin toplanmasına karar veriyor ve ülkenin her yerinden PM üyeleri bu tür haksızlık ve hatalara izin vermemeleri için toplandıklarını düşünerek koşup geliyorlar…
Ancak bu önemli sorunlar yaşanırken, CHP daldan dala savrulurken, Tek Adam ne isterse Millet İttifakı onun kararlarına uyarken umutlar tüketiliyor.
Maalesef CHP’de son Parti Meclisi toplantısı suskunlar ordusunun itirazsız ve tek bir soru soramadan bir saatlik bir sunumuyla son buluyor.
Neden, neden, demeyeceğim çünkü benim partimde artık örgütün sesi soluğu ve kimliği yok edildi.
Halkların ve emekçilerin partisi CHP’de artık parti içi demokrasi yok sayılıyor.
Her gün biraz daha yozlaşarak, keyfileşerek ve Tek Adam anlayışına izin vererek “Aman parti yıpranmasın, Aman seçim zamanı susalım, konuşmayalım itiraz etmeyelim, zarar vermeyelim” diyerek istismar ediliyoruz.
Şahsen birçoğunu yakından tanıdığım, yıllardır verdikleri emekleri yakından takip ettiğim, dürüstlük ve liyakatlarına güvendiğim vekillerimiz bile sus pus olmuşlar
Ne acıdır ki son toplanan Parti Meclisinde 4 adayla temsil edilen Bursa’mızın vekilleri de bu keyfiyet ve asla kabul edilmesi olanaksız olan uygulamalar karşısında tek ses çıkaramamışlardır.
Çünkü hepsi tekrar aday ve çalışmalarını takdir edip değerlendirecek örgüt denetiminden uzaklar.
Vekil olanların hepsi tekrar aday olmak ve seçilmek istiyor.
Bana göre bilgi, birikim, tecrübe verdikleri emeklerle hak ediyorlar ve ön seçim yapılsa mutlaka hak ettikleri güven ve desteği bulacaklar ancak böyle bir hakları yok.
Bu karanlık günlerden çıkmada, despotizm ve faşizme karşı mücadele etmekte yıllarını vermiş en duyarlı, en yürekli ve en halkçı vekiller bile ne yazık ki yüksek sesle konuşamıyorlar.
Yüreklerindeki isyanı ve itirazı genel merkezdekiler görüp anlamasın ve (liste dışı) kalmamak için susuyorlar.
Parti de yaşanan ve dayatılan bu yakışıksız keyfiyete itiraz edemeyip kendi kimliklerini yok ederken, tarih yazmış CHP’nin de genleri ile oynayıp sağlaşıp sığlaşmasına sebep oluyorlar.
Hiç kimse bunları yazdım diye sakın ola sakın ola bana ders vermeye kalkmasın.
Bu sefer faydacı, çıkarcı ve beklentisi olanların gerçekten kalplerini kırarım.
Ben 75 yaşıma kadar ülkemde gerçek bir sol/sosyal demokrat anlayış egemen olsun, halklar özgür ve eşit yurttaşlar olarak güven içinde ve barış içinde yaşasın diye gecemi gündüzüme katıp uğraştım.
Şahsi hiçbir beklentim olmadan, gerçek sol kimliğe inanıp mücadele eden hiç kimseye düşman olmadan ama asla Tek Adam rejimlerine ve benzer uygulamalara da onay vermeyen bir yurttaş olarak yaşadım.
Keşke en azından gerçekten varsıl olan, gerçekten milletvekilliğinin yüksek maaş ve imtiyazlı yaşamlarına tamah etmeyen konumdaki vekillerimiz Çarşı Pazar gezmeyi bırakıp bu ciddi konumlara tavır koyup birlik olsalar ve hatalara izin vermeseler.
SON NOT:
21 yılda ülkeyi iflas ettiren, halkları açlığa, yokluğa mahkûm eden, bir avuç kan emicinin yağmalamasına sebep olan ve çocuklarımızın geleceğini kendi çocukları için çalıp, yağmalayıp götüren anlayış nasıl mağdur olacakmış merak içindeyim.
Tayyip Erdoğan bu kadar olumsuzluğa karşın asla mağlup olmuyor hala mağrur olabiliyor.
Millet ittifakı kendi aralarındaki kimlik yarışını bir tarafa bıraksın.
Ayıptır, günahtır haksızlıktır ülke olmuş yangın yeri…
İnsanlar artık yaşayamıyor inanın sürünüyorlar.
Halklar bu faşizme, bu haksızlığa, adaletsizliğe “DUR” demeye hazırlar yöneticiler ve vekillerimiz neredeler ???
Yeter ki Millet İttifakı bileşenleri bu gidişe “DUR” demek için kişisel beklentilerinden, üç beş oy için komplekslerinden kurtulsunlar.
Tüm ülkeye çare olacak, herkesi kucaklayacak ve geleceğe sağlam temeller atacak bir anlayışın mimarları olsunlar.
Tekrar ediyorum CHP’de her koşul ve şartta ön seçim sağlanmalıdır.
CHP’nin bu güne kadar yüreklice ve yiğitçe mücadele etmiş sol/sosyal demokrasiden ödün vermemiş vekilleri artık bu keyfiyete karşı tavır koymayı bilmeliler.
Bu konudaki vekillerimiz yani yiğit evlatlarımız, “çok emek verdim seçilmek hakkım” diye bu keyfi durumlara susarak ve durumu idare ederek yani göz boyayarak davranamazlar.
Her koşulda isterim ki tüm illerde ama olmazsa olmaz olarak Bursa’da ön seçim mutlaka ama mutlaka uygulanmalıdır.
Yoksa milletvekili seçilebilmek için; güce, otoriteye, keyfiyete bağlı ve halktan, haktan yana olmayan, kendi geleceğinden yana kişiler milletvekili (!) olarak atanacaktır.
Sevgili Dostalar, Yoldaşlar ve Canlar, inanın daha zaman var yürekli vekillerimiz ve örgüt temsilcilerimiz lütfen bu haksızlık karşısında ses verin:
Ayrıca CHP üst yönetimi ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Tek Adamın tuzak anayasa teklifine “âmâsız, fakatsız, lakinsiz, sağından solundan dolanıp” katkı yapmasın.
Özelikle de İyi Partinin kaprislerine ve fanatizmine buyun eğerek umutları ve beklentileri tüketmesinler.
Sol Sosyal Demokrasinin erdemini ve hoşgörüsünü kanıtladığı Millet İttifakının bileşenleri de hiç uzatmadan Kemal Kılıçdaroğlu’nun tek ve tartışmasız Cumhur Başkanı adaylığını ilan etsinler.
Umutlarımızı tüketmesinler.
Zekâmızla da alay etmesinler.
CHP’deki sevip saydığım ve mücadelelerine saygı duyduğum milletvekillerinden ricamdır:
“Yılardır verdiğiniz kendi emekleriniz ve onurlu mücadelenizi de bir daha seçilebilmek uğruna kirletmeyin.”
Yoksa kimseyi bu Oportünist ve Makyavellisi suskun tavırlarla aldatamazsınız.
Bende bir daha böyle yazılar yazmak zorunda bırakmayın.
Biliyorum yine çok okunan, beğenilen, doğru bulunan ama az katkı konacak bir yazı paylaşıyorum.
Herkes başını kuma gömüp kan kusup kızılcık şerbeti içmiş modunda özellerden kutlayacak veya yakın dostlarıyla dertlenip çile çekiyormuş gibi dertlenecekler.
Oysa unutmayın “korkunun ecele faydası olmaz”!!!!!
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>