Haberde Bursa

Ahmet Koçak yazdı; DİNCİ

23.12.2023
62

Köşe yazarımız Ahmet Koçak makalesinde,

Bir dostumun yazıhanesine girdiğimde hararetli bir tartışmanın içinde buldum kendimi. Öyle meşguldüler ki, geldiğimi bile fark etmediler. Tartışan iki insanı da tanımıyordum. Biraz dinleyince tartışmanın sağ, sol üzerine olduğunu, Mehmet’in sağı, Vural’ın solu savunduğunu anladım.

Mehmet: “Peygamber efendimiz (s.a.v) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor: “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” Vural:

“Çok güzel söylemiş de uyan, uygulayan var mı?” Mehmet:

“Biz varız. Bizim derneğimiz var. Yüce Allah(cc)  Nisa 36. ayetinde biz aciz kullarına şöyle sesleniyor: Allah’a kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babanıza iyilikte bulunun. Akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolda kalmışlara, elinizin altında bulunan köle, câriye, hizmetçi ve işçilere iyilik yapın. Çünkü Allah, kendini beğenen ve çokça övünüp duran kimseleri kesinlikle sevmez.Vural:

“Toplanan yardım paralarının yendiği, kurbanların kesilmeyip paraların iç edildiğini okuyoruz. Ben yardım etmeyeceğim.” deyince Mehmet birden hırçınlaştı:

Zaten sende din yok, iman yok. Yardım etmezsin tabi. (duvardaki saate baktı) Namaz vakti gelmiş gidip namazımı eda edeyim. Böyle insanları nereden buluyorsun Necip kardeşim? Beni de günaha sokuyorsun tövbe tövbe!” Necip:

“Burası iş yeridir be Mehmet. Geleni kovamam ki?” Mehmet’in ardından Vural’da ayrıldı. Necip’le baş başa kaldık.

“Necip Bey, ne güzel içten bir dindar arkadaşın varmış. Yoksullara yardım etmek için çırpınıyor. Böylesiyle karşılaşmak zordur bu devirde. Dini konularda bilgili de birine benziyor” dedim. Gülümseyerek:

“ Vural eski devrimcilerdendir. 12 Eylül’de işkencelerden geçmiş, işinden atılmış,  ailesiyle, çocuklarının eğitimiyle ilgilenen kendi halinde, dürüst bir fırıncıdır. Mehmet göründüğü gibi olmayan, her zaman iktidardan yana olan; AP, ANAP, DYP, AKP iktidarlarının bağlısı, dolayısıyla hep iktidar bağımlısı bir adamdır. Onu yıllardır tanıyorum. Sosyalistler iktidar olsa ertesi gün ateşli bir sosyalist olur. Biliyorsun ben çapkın biriyim. Onunla ilk tanışmamız bu vesileyle oldu.” diye yanıt verince çok şaşırdım;  ‘belki de kıskanıyordur’ diye söylediklerine inanmadım. Birkaç kişiden daha duymadan inanmam. Mehmet’i araştırmaya karar verdim. Necip’ten onu yakından tanıyan insanların telefonlarını istedim. Mehmet hakkında bilgi aldım. İlk Behzat’la buluştum. Behzat:

O, tam bir dinci sahtekârın tekidir. Söylediği her söz yalandır. Telefonunda yüzlerce kadının telefonu vardır. Onları arar boş bulduğu evlerde, zaman zaman kiraladığı garsoniyerinde, arabada birlikte olur. Kadın dendi mi vidaları gevşer. Namazdan çıkınca kadınlar aradığında kadınlara erkek adıyla hitap ederek cemaatten uzaklaşır:

“Ne oldu yine kız parasız mı kaldın? Özledin mi beni namıssız?” der ve arazi olur. Öyle güzel çapkınlık yapar ki; zavallı karısı onu hala dini bütün bir Müslüman sanır. deyince çok şaşırdım. Onu yakından tanıyan Şakir’i aradım. Şakir:

Ben de yıllardır yardım kuruluşlarından tanırım kendisini. Birlikte dini yardım kuruluşlarında çalıştık. Toplanan paraları cebine indirdiği çok olmuştur. Yakalandığında sıvışır başka bir yardım kuruluşunda sanatını icra eder. Güvenilmez sahtekârın tekidir.” Şakir’in ardından konuştuğum Harun:

Bıyığı sakalı yoktur. Bu haliyle daha çok insana yaklaşır. Yardım alabileceği insanları gözünden tanır.  Çalıştığı yardım kuruluşuna para toplar. Sahte makbuzlar vererek topladığı paraları cebine atar. Çok masrafı olan bir adamdır. Böyle yapmasa yardım kuruluşundan gelecek para dişinin kovuğunu doldurmaz. Esnafları tanır. Onlarla çok iyi geçinir. Birlikte hem çapkınlık yaparlar hem de içki içerler. Namazlarını gösteriş için camide kılar. Vakit namazını kaçırmışsa kaza namazı kılmaz. Onun nafile işlerle işi olmaz. Cami cemaati velinimetidir. Onlar, onun çok dindar biri olduğunu sanır ve çok saygı gösterirler. Tarikat kursa daha çok para toplayabilir ama o devletle başı derde girmesin diye kurmayı düşünmez. Maşa varken elini ateşe sokmayacak kadar kurnazdır.” En son birlikte olduğu kadınla konuştum.

Sakine:

Hocam o domuzun tekidir. Eskiden beraber olduğum biridir. Evimi alana kadar erkeklerle beraber oldum. Şimdi tövbe ettim. Akşama kadar yemediği nane kalmaz akşama evine gittiğinde:

Hanım, evimin sultanı namazını kıldın mı?

-Kıldım bey.

-Aferin aferin kıl. Allah’a her namazdan sonra dua ederim; Allah’ım beni ve karımı cennetinle mükâfatlandır ki,  orada da sonsuza kadar karı koca olalım, dermiş.

 Bana anlatıp anlatıp gülerdi. Zavallı kadının hiçbir şeyden haberi yok. Kocasının bu dünyada hurilerle yaşadığından bihaber mutlu mesut yaşayıp gidiyor.  Kim bilir belki haberi var da kocasının sunduğu olanaklardan dolayı sesini çıkarmıyor da olabilir. Herkesin ipi adamın elinde; yüzlerce, binlerce insanı kukla gibi oynatır.” diye anlatınca meseleyi anlamıştım. Mehmet, tam bir profesyonel dinciydi.

Bu aldığım bilgilerden sonra Necip’e uğrayıp haklı çıktığını söyledim. Haklı çıktığı zamanları pek seven(kim sevmez) Necip, o gün bana daha çok ikramda bulundu.

Dindar: Dininin buyruklarını, kurallarını eksiksiz olarak yerine getiren, dinine çok bağlı (kimse).

Dinci:

1- İnançlıymış gibi görünüp dini dünya işlerine karıştıran, dinden çıkar sağlayan, siyasal çıkarlarına araç olarak kullanan kimse.

2-Dinî görüşleri her alana yaymak isteyen kimse

ahmet.kocak16@hotmail.com

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>