Ahmet Koçak yazdı; CUMHURİYETİMİZİN YÜZ YILI-4

Köşe yazarımız Ahmet Koçak makalesinde;

Basın

Cumhuriyet olmasaydı;

Cumhuriyetle yaşıt Cumhuriyet gazetesi ve diğer yüzlerce gazete çıkamazdı. Her sabah kapıcı, gazete ve ekmeği daire kapılarına asamaz; evin beyi gazete kokusu eşliğinde manşetlere bakarak kahvaltı edemezdi. İlçelerde gazetelerin yolu dört gözle beklenmezdi.

Hane halkından kimisi magazin, kimisi spor, kimisi fal, kimisi bulmaca, kimisi üçüncü sayfa, kimisi köşe yazılarını okuyamazdı.

Güzin Abla köşesinden aşk, ihtiras, ihanet, aldatılma mektuplarına; Haydar Dümen cinsel sorunlara, avukatınız hukuki sorunlara yanıt veremezdi.

Televizyon, tiyatro sayfalarından oynanan tiyatro oyunları ile akşama TRT program akışı ilgiyle okunmazdı.

Spor sayfalarında spor yorumlarını, ekonomi sayfalarında ekonomi yorumlarını, magazin sayfalarından kimlerin kimlerle aşk yaşadıklarını okuyamazdık.

Çetin Altan ‘Şeytanın Gör Dediği’ adlı köşesinden şeytanın gör dediklerini göremez,

Doğruları söylediği için dokuzuncu köyden kovulan Bekir Coşkun onuncu köyü kurup köşesine bağdaş kuramaz,

Turgut’un nerden koştuğunu merak eden Emin Çölaşan, Turgut Özal’ın peşinden koşamaz,

Günde bir şişe kırmızı şarap içen Ertuğrul Özkök hükümetlerden, sosyeteden haber veremez,

Fatih Altaylı teke tek hükümetlerle ve kötülerle mücadeleye girişemez,

Saygı Öztürk köşesinden saygın yazılar yazamaz,

Abbas Güçlü eğitim sorunlarını güçlü bir sesle dile getiremez,

Kadının öpülecek o kadar yeri varken diz kapağından öptüren Muzaffer İzgü olmaz,

Ahmet Hakan bir sağdan bir soldan yazı yazamaz,

İsmail Saymaz, badeci şeyhin müritlerini erkek kadın ayırmadan badelemesini köşesinde ve kitabında yazamaz,

Timur Soykan, bir tarikat reisinin 6 yaşındaki kızını 26 yaşında bir müridi ile evlendirdiğini duyuramaz,

Ses dergisinin Kapağındaki erkek ve kadın sanatçılara âşık olmaz, bedava verdiği film afişlerini, artist, aktör resimlerini öğrencilik evlerimizin kireç badanalı duvarlarına yapıştıramazdık.

Dergiler derledikleri her şeyi çarşaf çarşaf önümüze seremezler;

Ses, Hayat, Erkekçe, Kadınca, Aktüel, Tempo, Burda, Hey gibi dergilerimiz olmazdı

Çarşafı duyan uyanığın biri Çarşaf dergisini çıkaramaz, siyasi liderlerin karikatürlerini çarşaf çarşaf yayınlayamazdı.

Hayat dergisinden hayatı öğrenirken, parlak sayfalarındaki resimlere hayranlıkla bakmaz, kendimizi o resimlerin içinde hayal edemezdik.

Akbaba, dergisinin gırgırlı karikatürlerine gülemez, köşe yazarlarının gırgırına yazdıkları yazıları okuyamazdık.

Gır gır sözcüğünü duyan başka bir uyanık Gır Gır dergisini çıkaramaz, diğer karikatür dergilerini geçemezdi.

Spor

Sporda çok sayıda şampiyonluk elde edemezdik. Son günlerde bizi onurlandıran kadın voleybol takımımız ve artistik buz pateni yarışmasında Naz Arıcı dünya şampiyonu olamazdı.

Tüm başarılar Atatürk devrimleriyle olmuştur. Ölümünün 85. Yılında Mustafa kemal Atatürk’ü saygı minnet ve özlemle anıyorum.

Tüm bu olan bitenleri okuyup zihninde biriktiren Ahmet Koçak, yazarak zihnini boşaltamaz, yeni bilgilere yer açamazdı.

ahmet.kocak16@hotmail.com