Haberde Bursa

ZAFER’DE BÜYÜK BULUŞMA! ÜMİT ÖZDAĞ GENÇLERLE BULUŞTU

01.05.2022
594

Uçak tehlikeye girdiğinde yukarıdan oksijen maskeleri düşer. Uyulması gereken kural:“Önce kendi maskenizi takın. Daha sonra çocuklarınızın maskesini takmayı unutmayın. Önce çocuklarınızın maskesini takmaya çalışırsanız, ani bir baş dönmesi veya oksijen sıkıntısı nedeniyle sorun yaşarken iki kişinin de yaşamını tehlikeye atabilirsiniz.”

Zafer Partisi Ümit Özdağ dün Bursa’daydı; Osmangazi ilçe başkanlığının açılışına katılması, Halep’ten gelen Suriyeli bir aileyi ziyaret etmesi, yaptığı basın açıklaması birçok yerel gazetede yer aldı. Akşam saat, 21.00’de il başkanlığında gençlerle yapacağı toplantıyı yazan olmak için o saatte il başkanlığına gittim.

Toplantıya katılmadan önce Kayı Medya Yönetim Kurulu başkanı Ahmet Sevinç, Zafer Partisi yönetim kurulu üyesi oğlu Hidayet Sevinç ve Bursa Vatan Medya Gurubu imtiyaz sahibi Erdal Orhan’la birlikte iftarımızı açtık. Ahmet Sevinç’in Adalet Partisi, DYP gibi partilerde siyaset yapan Kayı Medya Grubu yönetim kurulu başkanı başarılı bir gazeteci olduğunu öğrendim. Birlikte Ümit Özdağ’ın gençlerle yapacağı toplantıya katıldık.

Ümit Bey il başkanlığına geldi. İl başkanının odasına girdi ve başkanın koltuğuna oturdu. Erdal Bey: “Ahmet Hocam, Ümit Bey ile birlikte fotoğrafınızı çekeyim; hem anı olur hem de yazınızda kullanırsınız” dedi. Odaya girdiğimde Ümit Bey otururken, insanlar yanında durup anı fotoğrafı çektiriyorlardı. Ben de yanına geçtim. Erdal Bey: “Ahmet Abi emekli öğretmendir” diye açıklama yapınca Ümit Bey ayağa kalktı ve birlikte poz verdik.

Salonda elliye yakın genç vardı. Ümit Bey: “Çay vermezseniz konuşmam” diye söze espri ile başladı. Çay gelene kadar söze başladı: “İktidara geldiğimizde anaokullarını yüzde yüze çıkaracağız. İlk ve orta öğretimi; 5+3+4 şeklinde düzenleyeceğiz.Sayıları artırılarak eğitim kalitesi düşürülen birçok üniversiteyi kapatacak, birçoğunu da liseye çevireceğiz. Sanayinin ihtiyacına göre eleman yetiştirecek şekilde eğitimi yeniden düzenleyeceğiz. Tarikat ve cemaatlerin çeşitli yurtlar açmalarına karşıyız.Yurtları biz açacağız. Ben üniversiteyi Almanya’da bir öğrenci yurdunda tek başıma kalarak okudum. Biz öğrenci yurtlarını bu şekilde yapacağız. Sekiz kişilik odalarda kalarak okumaya son vereceğiz. Doktorayı üç makale yazana verecekler. Öyle şey olur mu? ” dedi.

Çay geldikten sonra soru-yanıt bölümüne geçildi. Bir genç: “Televizyonlardan gördüğüm bir insanı karşımda görmenin heyecanı içindeyim. Bizim mahallede bir mağazaya gittim. Mağaza sahibi Suriyeli, müşterileri de Suriyeli idi. Bu insanlar burada bir yaşam kurdular. Bunlar gitmek istemeyecek, direneceklerdir. Siz nasıl göndereceksiniz?” dedi. Ümit Bey: “Otobüsle” dedikten sonra konuyu açtı: “ Direndiklerini, çeşitli yöntemlerle burada kalmak istediklerini biliyorum. Ülkelerinde can güvenlikleri sağlandıktan sonra göndereceğiz elbette. Suriyeliler kolay. Otobüslerle göndeririz de sayıları bir buçuk milyonu aşan Afganlıları uçakla göndermek sıkıntılı bir durumdur. Onları da trenle göndermek için çalışmalara devam ediyoruz. Bir de olayın başka bir yönüne dikkatlerinizi çekmek istiyorum; diyelim Suriyelilerin can güvenliği durumu var. Sorarım size Afrika’dan gelen sığınmacıların böyle bir problemi var mı?Evet başka sorusu olan…”

Başka bir genç: “Üniversite bitirenler kendi alanlarında iş bulamıyorlar. Kimisi marketlerde çalışıyor. Birçoğu da işsiz geziyor. Bu sorunu nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz?” Ümit Bey soru soran gence paketli bir şeker attı. Şaşıran genç şekeri havada yakaladı. “Sana bir şeker attım tuttun. Bir avuç şeker atsaydım hepsini yakalayabilir miydin? İşte biz sorunları böyle teker teker çözeceğiz.” diye yanıtladı.

Soru- cevap devam ederken Ümit Bey’in sığınmacılar konusuna yaklaşımının ırkçılık penceresinden değil, yukarıdaki uçak örneğindeki gibi; oksijen maskesini önce Anadolu insanına takmak istediğini, sığınmacıları ananın çocuğu olarak gördüğünü, önceliğin çocuğa verilmesinin ikisinin de yaşamını tehlikeye atacağını düşündüğünü düşündüm. Bilmem yanılıyor muyum?

Elbette önce can, sonra canandır. İnsani bir yardım söz konusu olduğunda; Norveç mi yardım edebilir yoksa perişan halde, kendine hayrı olmayan Afganistan mı yardım edebilir? Önce Norveç gibi olup diğer ülkelerde perişan halde yaşayan insanlara yardım eli uzatmalıyız. Oksijen maskesini öncelikle Anadolu insanına takmalıyız. Birçok siyasi parti onları insani koşullarda ülkelerine göndereceğini söylüyor zaten.

Taş yerinde ağırdır demiş atalar. Sığınmacıların büyük çoğunluğu kendi ülkelerine gitmeyi istiyorlardır. Onlara düşmanlık beslemeden, sakince, belli bir plan çerçevesinde ülkelerine dönmelerini sağlamak en güzelidir elbette. Okullarımızda okuyan minicik Suriyeli bir çocuğun gözüne bakıp sakin olmalı, sağduyu ile bu sorunu çözmeliyiz.

Ümit Özdağ, gençlerle bir anı fotoğrafı çektirmesinin ardından il başkanlığından ayrıldı. Basında eksik kalacağını düşündüğüm bu toplantısını da ben yazmış oldum.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününüz kutlu olsun!

ahmet.kocak16@hotmail.com

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>