Haberde Bursa

Petrol çamurundan yapılan karışımında elyaf olan maskeleri takmak ne kadar sağlıklı!

09.04.2022
623

20 Mart Pazar günü saat 17. 10 civarı Serap Ç. eşi ile birlikte, Yukarı Çarşı büyük camii mahallesi durağından, Sümer Mahallesi istikametine gidecek olan (Sümer 7B) otobüsüne bindi. Serap Ç. ve eşi ile birlikte otobüste sadece bir bayan yolcu bulunmaktaydı.

Serap Ç. eşi ile birlikte yolcu kartlarımızı basıp yerine geçerken Bolu Belediyesi Otobüs şoförünün; “Maskelerinizi takın” ihtarı ile karşılaştı. Serap Ç. nin eşi; “Maskemiz yok” demesine karşın. Şoför ısrarla; “maskenizi takın” diye ihtar etti, Serap Ç. ve eşi; “ Sizde var ise takalım, yapacak bir şey yok maskemiz yok maalesef” dedi. Şoför bu kez kapıları kapattı ve Serap Ç. ve eşine “maskenizi takmazsanız hareket etmeyeceğim, otobüsten inin, gerekirse polis çağıracağım” dedi, bunu üzerine Serap Ç. ve eşi; “ Yapabileceğimiz bir şey yok, evimize gitmek zorundayız, gereği neyse yapın…” dedi.

Yaklaşık 40-50 dakika sonra olay yerine iki polis memuru geldi ve otobüsten şoförünü indirerek onunla konuştular. Daha sonra memurlardan biri Serap Ç. ve eşinin yanına gelerek (kibarca) “Şoförden bir şikâyetiniz var mı” diye sordu ve devamında “Buraya bir kavga bilgisi verildiği için geldik, böyle bir şey olduğunu bilmiyorduk” dedi. Daha sonra polisler gittiler.

Bunun üzerine belediye şoförü (söylenerek) şoför mahalline geçti, şoför mahallinde beklemeye başladı, bu durum takriben 10 dakika üzeri sürdü, daha sonra otobüs güzergahına doğru hareket etti. Serap Ç. ;“Biz yaklaşık 1 saat kadar otobüs içinde bekletilerek mağduriyet yaşadık, üşüdük, gideceğimiz yere vaktinde yetişemedik, aşağılandık, psikolojik olarak sıkıntı yaşadık…” bu sıkıntıyı bize yaşatan Bolu Belediyesi Halk otobüsü şoföründen şikâyetçi olaycağız” dedi.

Bu konu ile ilgili aileye danışmanlık yapan Av. Cüneyt Bülent Şeker;  

                       TCK 113/b; “ Kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak sunulan hizmetlerden yararlanılmasına engel olunması hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir…” Belediye halk otobüsleri ve metro hizmetleri TCK 113/b anlamda bir kamu hizmetidir ve bu olayda şoför suçu işlemiş bulunuyor,

“Aile yanlarından maske olmadığı için takamamış, Anayasaya göre devlet bir yükümlülük getiriyor ise bunun maliyetini de karşılanmalıdır. Şimdi maske alacak paranız yoksa veya yanınızda maske yoksa ne yapacaksınız, yaratmanız mümkün değil. Bolu Belediyesi Halk Otobüsü şoförü kraldan çok kralcı bir tavırları ile bu insanlara eziyet etmiş, bu aileye yaşattığı çok ayıp bir şey, üstelik otobüs de boş, dolu olsa da otobüsler havalandırılabilen mekânlar,

Virüsler elektro mikroskop ile görülebilecek kadar küçük, halkın taktığı maskelerin delikleri virüsler için futbol sahası genişliğinde, yani virüsler için yolgeçen hanı. Ancak oksijen alımını azalttığı, karbondioksit solumanıza sebep olduğu, soluma ve sık sık elleme sebebi ile önünde bakteri birikimine sebep olduğu biliniyor, çoğunlukla denetimi de yapılmayan bu elyaf (petrol çamurundan yapılma) maskeleri takmak zararlı…

Yani piyasa maskeleri koruyor ise de maske satıcılarını koruyor, bizi değil.

Zaten maske zorlanması vücut bütünlüğüne bir müdahale olduğundan genelge ile düzenlenemez, ortada direkt maske takmaya yönelik bir kanun olması lazım, ancak dayanak gösterilen; 1593 sayılı Umumi Hıfzı Kanununun (65 ve 57.madde atfı ile 72. de) maske takmak diye bir tedbir yok. Kabahatler Kanunun 32.maddesine göre para cezası kesilebilmesi için kanunlarda açık hüküm bulunması gerekmektedir, zaten itiraz üzerine bu para cezaları da iptal ediliyor.” Dedi.

http://insanihakveozgurluklerikorumatoplulugu.com/

BOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

MÜŞTEKİ                 :

ŞÜPHELİLER           :  20 Mart Pazar günü saat 17. 10 7B otobüs şoförü ve eğer ilgili şoför

(üstünün talimatı ile bu suçun işlemiş ise) ilgili yetkili kişiler.

SUÇ                          :  TCK’nın 113/1-b ve 122/1-b, 44/1 ve Sayın Savcılığınızca tespit edilecek

sair suçlar.

SUÇ TARİHİ            :  20.03.2022

AÇIKLAMALAR      :   1-) 20 Mart Pazar günü saat 17. 10 civarı eşimle Bolu merkez yukarı Çarşı büyük cami mahallesin de ki otobüs durağından, Sümer Mahallesi istikametine gidecek olan (Sümer 7B) otobüsüne bindik. Bizimle birlikte otobüste sadece bir bayan yolcu bulunmaktaydı, bunun haricinde otobüs boştu.

Otobüse binerken eşimle (Uğur çetin) yolcu kartlarımızı basıp yerimize geçerken şoför beyin; “Maskelerinizi takın” ihtarı ile karşılaştık. Eşim Maskemizin olmadığını söyledi. Şoför bey ısrarla; “maskemizi takmamızı” ihtar etti, eşim; “Yapacak bir şey yok maskemiz yok” maalesef dedi. Şoför bey bu defa kapıları kapattı, fakat aracın kontağını kapatmadan bize; “maskemizi takmadığımız takdirde hareket etmeyeceğini, aksi takdirde inmemiz gerektiğini, gerekirse polis çağıracağını” söyledi. Biz de bunu üzerine tekrar; “ Yapabileceğimiz bir şey yok, evimize gitmek zorundayız, gereği neyse yapın” dedik.

Yaklaşık 40-50 dakika sonra olay yerine iki polis memuru geldi ve otobüsten şoför beyi indirerek onunla bir takım şeyler konuştular. Daha sonra memurlardan biri yanımıza gelerek bize (kibarca) bir şikâyetimizin olup olmadığını” sordu ve “Buraya bir kavga ihbarı bilgisi verildiği için geldik” dedi. Daha sonra polisler aşağı indiler ve gittiler. Bunun üzerine şoför (söylenerek) şoför mahalline geçti, şoför mahallinde beklemeye başladı, bu durum takriben 10 dakika daha sürdü, biz yaklaşık 1 saat kadar otobüs içinde bekletilerek mağduriyet yaşadık, üşüdük,  gideceğimiz yere vaktinde yetişemedik, psikolojik olarak büyük sıkıntı yaşadık, bize bu sıkıntıları yaşatan şoför beyden şikâyetçiyim.

                                2-) KAMU HİZMETİ OLAN HALK OTOBÜSLERİNDEN YARARLANMAMIN MASKE TAKMAM KOŞULUNA BAĞLANMASI HUKUKA AYKIRIDIR

1593 sayılı Umumi Hıfzı Kanununun (65 ve 57.madde atfı ile) düzenlenen 72 maddesinde salgın hastalıklara ilişkin tedbirler düzenlenmiş olup, tahdidi olarak sayılan bu tedbirler içinde maske takma zorunluluğu yer almamaktadır.

Böyle bir zorunluluk olduğu (farz edilse bile) Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sosyal hukuk devleti olduğunu belirtilmiştir. Sosyal devlet olmanın bir gereği de ekonomik olarak bir yükümlülük getirildiğinde bu yükümlülüğün devletçe karşılanmasıdır. Ancak bilindiği üzere maske parası devlet tarafından karşılanmamaktadır.

Yine Anayasamızın 56. maddesinde sağlığın korunmasını devletin ödevleri arasında sayılmıştır. Maskenin amacına uygun olarak takılması halinde en fazla 4 saat süre ile aynı maskenin kullanılabileceği, dolayısıyla ortalama bir insanın günde (en az) 3 kez maske değiştirmesi gerektiği, bunun da kişiye belirli bir maliyet külfet getirdiği, yine Anayasanın 73. maddesi gereği mali yükümlülüklerin ancak kanunla konulup kanunla kaldırılabileceği ortadadır.

Maskenin oksijen alınımını azalttığı, ağız ve burnu örttüğü, dolayısı ile vücut bütünlüğüne müdahale içerdiği, bu sebeple de insanların maske takmadığı takdirde bazı haklardan mahrum edilmesinin genelge ile düzenlenemeyeceği de açıktır.

Kabahatler Kanunu da maske uygulamasını hukuka uygun kılmamaktadır. Kanun’un 32.maddesine göre bu yükümlülüğün getirilebilmesi için kanunda açık hüküm bulunması gerekmektedir ki yukarıda kısmen izah edildiği üzere böyle bir kanun mevzuatımızda mevcut değildir. Yargıtay 19. CD 2020/4354 ve 2020/1425 K. Sayılı 09.11.2020 tarihli bir kararı da bu yöndedir.

                        2-) PİYASA MASKELERİNİ TAKMAK SAĞLIK AÇISINDAN ZARARLIDIR;

                               Şikâyetimin sebebi maskenin faydasız veya zararlı olması değil, maske zorlamasının yasa ve Anayasadaki insani haklara tecavüz niteliği taşımasıdır, bunun ile birlikte (uygulandığı şekli ile) maske kullanımı ayrıca sağlığa da zararlıdır, şöyle ki;

                               Özel olarak üretilmiş, pahalı olmasına karşın, piyasada da bulunmayan bazı maske türlerinin ağızdan mikrop çıkmasını (kısa süre takmak kaydı ile) kısmen engellediği bilinse de, halkın kullandığı (ve denetimi de yapılmayan) sentetik-elyaf (petrol çamurundan yapılma) maskelerin virüs bulaşmasını engellemediği, buna karşın ciğerlere zarar verdiği, uzun süre kullanımının astım gibi hastalıklara yol açtığı bilinmektedir.

Bilim adamlarınca; zaten virüslerin (havada asılı olarak) canlı kalamadığı, virüslerin ancak elektro mikroskop ile görülebilecek küçüklükte olduğu, maske deliklerinin ise (sivrisinek – dikenli çit misali) bunları durdurabilecek yoğunluğa sahip olmadığı, maskenin oksijen alınımını azalttığı ve korbondioksit solunumuna sebep olduğu, böylece uzun süre maske takmanın vücudun bağışıklığını düşürdüğü, ön kısmı sürekli nemli olan maskenin havadaki partikülleri tuttuğu, ağız önünde bakteri ve virüs birikimine sebep olduğu açıklanmaktadır.

                              İnsanların sık sık ellerini yüzlerine götürme refleksi sebebiyle maskenin ön kısmını sık sık tuttukları, böylece kapı kolu, otobüs tutamak ve direkleri gibi ortak kullanılan yerlerden mikropları ağız ve burunlarına taşıdıkları, yanlarında maske taşımak zorunda bırakılan insanların; cep, bilek, masa üstü gibi steril olmayan ortamlardan maskeyi alıp ağızlarına taktıkları, dolayısı ile halkın kullandığı maskelerin hastalık önlemeyi bırakın, hastalık kapılmasına (dolayısı ile yayılmasına) sebebiyet verdiği bilim adamlarınca söylenmektedir. Ancak maske üretimi büyük bir kazanç sağlayan bir sektör haline geldiği de bir gerçektir.

Ayrıca maske zorlaması insanları çileden çıkartacak bir mantıksızlık ile uygulanmaktadır, örneğin; insanlara otobüs, metro veya resmi daire girişlerinde maske zorlanmakta, ancak mesafe kuralına hiç riayet edilmemekte, özellikle toplu taşıma araçları hınca hınç doldurulmaktadır. AVM lerin ve bazı resmi dairelerin kapısında zorlanan maske; yemek katlarında, kantin-kafelerde serbesttir, insan; “virüsler yemek yerken molamı veriyor” diye düşünmekten kendini alamamaktadır. Maske zorlaması şu hali ile insanları mantıksız talimatlara itaate alıştırmak, halkın hukuka ve devlete güvenini sarsmaktan başka bir şeye hizmet etmemektedir.

                  3-) ŞAHSIMA KARŞI AŞAĞIDAKİ SUÇLAR İŞLENMİŞTİR        

a-) TCK’nın 113/1-b.(son)’da tanımlanan kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi suçunu meydana getirir. Mezkur maddede üç seçimlik hareket tanımlanmaktadır, bunlardan üçüncüsü “kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak sunulan hizmetlerden yararlanılmasına engel olunması” dır, belediyenin verdiği izne göre çalışan halk otobüsünden yararlanılmasının engellendiği olayda suçun oluştuğu, savcılık aksi kanıda ise suçun TEŞEBBÜS HALİNİN oluştuğunun kabullü gerekmektedir.

b-) TCK’nın 122 maddesinde düzenlenen; “Nefret ve ayrımcılık” suçunu da burada gündeme getirmekte fayda vardır.  Toplumun bir kısmı ise DSÖ aşı-ilaç kartelinin güdümündeki doktorların yaptığı propagandanın etkisi ile aşı olmayan ve maske takmayanlara karşı kin ve düşmanlık beslemekte, onları vatan haini olarak görmektedirler, bu durum ülke insanları arasında çeşitli ayrımlara, kavga ve çatışmalara da sebebiyet vermektedir. Meydana gelebilecek toplumsal kaos ancak yargının suçluları hak ettikleri cezayı vermesi ile engellenebilecektir.

Bu nedenle bu hali ile kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmamın maske takmama sebebi ile engellenmesi nefret ve ayrımcılık suçuna vücut vermektedir. Söz konusu suçlar dolayısıyla şüpheli-şüphelilerden şikâyetçi olmaktayız.

DELİLLER        :  Otobüs içini görüntüleyen kameranın kayıtları, olay yerine gelen polis

memurları, tanıklar ve sair hukuki deliller.

NETİCE VE TALEP  :  Yukarıda arz ettiğim ve sayın savcılığın resen takdir edeceği diğer sebepler ile birlikte;

1-)Suç mahalli olan ilgili otobüsteki kamera görüntülerinin kolluk marifetiyle celp edilerek yukarıda belirttiğim eylemleri gerçekleştiren şahsın kimlik bilgilerinin tespiti ile şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınmasını, olay yerine intikal eden polis memurları dahil, diğer kişilerin de tanık/bilgi sahibi sıfatıyla ifadelerine müracaat edilmesi,

2-)Şüpheli-şüphelilerin TCK’nın 113/1-b ( tam teşebbüs) ve 122/1-b, 44/1 maddeleri ve sayın savcılığın takdir ettiği diğer suçlar uyarınca cezalandırılması talebiyle iddianame tanzim edilmesini saygı ile talep ederim.

Tarih:

Müşteki

1-) Tanık………..

2-) Suç saatinde olay yerine gelen 2 polis memuru.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>