Haberde Bursa

KUTLAMAK ANLAMSIZ ANCAK BİRKEZ DAHA ANIMSATIP DİKKAT ÇEKMEK İSTEDİM!

15.10.2021
347
“15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü Kutlanıyor.” çiftçilerin sorunlarına dikkat çeken geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday; “2008 yılından itibaren hеryıl 15 Ekim günü, tarımda çalışan ve ağır işçi olup hakları verilmeyen kırsaldaki ve her yaştaki kadınlarımızı anıyoruz(!)
Aslında 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçilеr Günü ile tarımın her alanında çalışan, çoğunluğu ev kadını olup tarımda ağır işçi olan kadınlarımız hiçbir sosyal güvenceye sahip değiller.
Tarım işçisi olan kadınlarımız daha çok eşleri üzerinden sosyal güvenceden yararlanmaya çalışıyorlar.
Kadın işçilerin bu alanda her türlü haksızlığa uğramalarından dolayı ben bu duruma dikkat çekmek için bu paylaşımı yapıyorum.
18 Aralık 2007’dе, Birlеşmiş Millеtlеr Gеnеl Kurulunda kurulan bu günlе kırsal alanlardaki kadınların, tarımın gеliştirilmеsindе ve gıda güvenliğinin arttırılmasında oynadıkları önemli rollеri görünür kılmak amaçlanmış.
Bizlerde de pandemi sürecinde gıda ulaşımına daha fazla ihtiyaç duyulduğu için; tarımdaki olumsuz gelişmeler toplumun dikkatini bu alana daha çok çekti.
Böylece tarımda ve kırsal alanda emek güçlerini harcayan, ancak karşılığını alamayan ve sosyal güvencesi olmayan bu alandaki kadınlara yapılan haksızlıklar daha çok göz önüne geldi.
Oysa aynı zamanda da kadınlarımızın tarımda daha etkin ve daha bilinçli hatta bazı alanlarda da daha örgütlü olabildikleri kurdukları kooperatiflerle söz sahibi olabildikleri de görüldü.
Mevcut verilere göre son yıllarda kadınlarımızın tarımsal tarımda ve üretimdeki katılımında önemli bir artış gözlenmektedir.
Özellikle CHP’li belediyelerin olduğu alanlarda her kademedeki ve farklı bölgelerdeki kadınlarımız tohumdan hasada kadar üretimin tüm aşamalarında yer almışlardır.
Kadınların üretime daha etkin katılımının artmasına rağmen, kadınlar emeklerinin karşılığını hiçbir koşulda adil ve eşit bir biçimde alamamaktadır.
Kadınların güvencesiz ev işçisi ve güvencesiz tarım işçisi olarak görülmesinin nedenlerinin, 1980’lerden sonra orta ve küçük ölçekli aile çiftliklerini yoksulluğa mahkûm eden sağ ve sığ yönetimlerin maksatlı politikalarında görülmüştür.
Ayrıca dinci bağnaz ve kadını yok sayan hatta kadını ikincil olarak gören tarikat ve cemaatlerin gerici ve sapkın anlayışlarının da etkili olduğunu düşünüyorum.
Tarımda çalışan kadınların büyük bir çoğunluğu herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı değiller.
Aynı iş gücünde çoluk çocuk çalışan ve aynı zamanda ev işçisi de olan bu çilekeş kadınlar her zaman erkeğin arkasında ve değeri bilinmeden yaşamlarını sürdürmekteler.
Sosyal hakları verilmeyen ve güvenceleri olmayan tarım işçisi kadınları her alanda erkeğin insafına bağlı kılınan bir yaşam mecbur edilmişlerdir.
Hatta bu derece ağır işlere mahkûm edilip karşılığını maddi manevi alamayan kadınlarımız; zaman zamanda şiddete ve aşağılanmaya muhatap olmaktadırlar.
Bu sıkıntılar yetmezmiş gibi iktidarın kasıtlı, amaçlı, hatalı tarım politikaları, yüksek zamlar ve girdiler yüzünden artık tarımda üretim yapılmasına olanak tanınmamasından dolayı da daha çok kadınlarımız mağdur olmuşlardır.
Bir zamanlar Türkiye, tarımda kendi kendine yeten yedi ülkeden biriydik.
Tek Adam Diktatoryası ve talancı yandaşları karanlık bir kabus gibi ülkemizin başına çöktüler.
AKP’nin Genel Başkanının uyguladığı yanlış tarım politikaları sonucu ülkemiz, gıda güvenliği endeksinde 9 yılda 11 basamak gerileyerek 47. sıraya düştü.
Bu koşullarda evde tencere kaynatamayan anneler olarak en fazla acıyı ve üzüntüye onlar muhatap olmuşlardır.
İşte bu koşullarda bizler hangi yüzle ve mantıkla 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü Kutlayalım?
Oysa çözüm çok kolay sadece namuslu, vicdanlı, eşitlikçi ve iş bilen bir iktidara ihtiyaç var.
Konu tarım olunca da yetişmiş, iş bilen, halkının acısına çare bulmak için gece gündüz çalışan ve bilgi birikimleri ile bu sorunlara anında çare bulacak kadrolara sahip CHP iktidarına ihtiyaç vardır.
Bunun için her alanda iflas eden, halkımızı açlığa mahkum eden ve eşitsizliği gelir adaletsizliğini katlanılamaz boyutlara getirmiş olan Tek Adam Şahsın Devletinden biran önce kurtulmak tek çaredir.
SONUÇ:
ERKEN DEĞİL ACİL SEÇİM TEK ÇAREDİR.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.” dedi.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>