Haberde Bursa

Jandarma Müsaade Etmedi!

08.06.2020
421

Dünya Çevre Günü nedeniyle Kirazlıyayla Mahallesinde basın açıklaması yapmak isteyen çevrecilere jandarma köye giriş çıkışı yasaklayarak köylülerin ve köye giriş yapmak isteyen vatandaşın yolunu kesti.

Çevre Haftası kapsamında kutlama yapmak adına köye gelen Cumhuriyet Halk Partisi ve İyi Parti temsilcileri ve birçok çevre koruma derneği üyesi jandarma izin vermediği için köyün girişinde kaldı.

Kirazlıyayla’ya gidemeyen heyetin köye gelemeyeceğini öğrenen çoğu kadın 500 kişilik grup 14 km. yolu yürüyerek gelerek eylemcilere destek verdiler.

“BURAYA GİRİŞ ÇIKIŞI KİM ENGELLİYORSA SUÇ İŞLİYOR”

Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği Başkanı Murat Demir, “Burada bir kara mizah yaşanıyor çünkü 1979 yılından beri Türkiye’de ve dünyada çevre haftası kutlanıyor. Bizler de cuma günü Çalı’da bir etkinlik yaptık, bugün de burada yapılan kötü madencilikle ilgili çevre gününü kutlamak adına yasal, barışçıl bir etkinlik planlıyorduk. Jandarmanın aldığı talimat gereği önümüzü kesti bizim köye çıkmamızı köylünün de buraya inmesini engelledi. Bu uluslararası bir suçtur, bu yasağı koyan kimse şu an suç işliyor. Burada güvenliği tehdit eden tek durum Lübnanlı Meyra Madencilik Şirketi yapmaktadır. Bu tesis buraya kurulursa çok ağaç katledilecek, çok su kirletilecek” dedi.

“TORUNLARIMIZIN KİRLİ HAVA SOLUMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ”

Vatandaşların köye girişine izin verilmeyince köylüler 14 kilometrelik yolu yürüyerek girişe gelip slogan attılar. “Biz halkız, torunlarımızın kirli hava solumasına izin vermeyeceğiz, biz olmasak şehirdekiler ne yiyecek, toprak karın doyurur” dediler.

“ADI YERLİ SAHİBİ LÜBNANLI MADENCİ ŞİRKETİN BURSA’YI TERK ETMESİNİ İSTİYORUZ”

Bursa Çevre Platformu adına konuşan Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, “Mücadele etmeden bir şey kazanılmadığını bugün gördük, kilometrelerce yol yürüyerek buraya kadar geldiniz. Adı yerli, sahibi Lübnanlı madenci şirketin Bursa’yı terk etmesini isteyerek lafa başlıyorum. Kirazlıyayla Köyü’nü de içine alan 346 hektarlık ruhsat alanını 2012 yılında devralan MEYRA şirketinin ÇED gerekli değildir izni alarak, 2013 yılında madencilik faaliyetine başladı ve sürekli yalanlarla halkı kandırmaya çalıştı. ÇED raporundaki su kullanımı ile ilgili tablolar yılda 600 bin ton su kullanılacağını söylüyor, alınan su kullanım izni yetmeyecek, şirket daha fazla İznik Gölü suyuna veya daha başka su kaynaklarına ihtiyaç duyacak. Koronavirüs salgını sırasında maden şirketi ağaçları kesmeye devam etti, duruma karşı çıkan köylülere kaymakamlık  ve emrindeki kolluk güçleri baskı uyguladı, yüklü cezalarla tehdit etti. Yasal izinleri olmadığı halde inşaat ve ağaç kesme çalışmalarına başlayan, kanunu ve hukuku yok sayan maden şirketini faaliyetlerini durdurmaya, sorumluları da halkın ve köylünün yanında olmaya davet ediyor, bu tavırlarını kınıyor ve artık yeter diyoruz. Yasa tanımaz, hukuk tanımaz, adı yerli, sahibi Lübnanlı madenci şirket durdurulmaz ve faaliyetleri sonlandırılmaz ise sadece Kirazlıyayla’da değil, 35 bin hektarlık coğrafyada tüm canlıların yaşamı ve doğal varlıkları doğrudan, İznik Gölü ve Yenişehir Ovası’da dolaylı şekilde olumsuz etkilenecektir” açıklamasını yaptı.

İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Hasan Toktaş’da yaptığı konuşmada, yaşananların acı olduğunu dile getirdi.

Toktaş, PKK’yı davul ve zurna ile karşılayanlar bu gün köylerinin zehirlenmesini istemeyen vatandaşlara izin vermedi. Vatandaşı Jandarma ile karşı karşıya getirmek istiyorlar. Jandarma bizim evladımız kardeşimizdir. Bu gün burada yapılmak istenen gayet demokratik bir haktır. Ancak İlçe Kaymakamı keyfi bir uygulama ile buna izin vermemiştir. Tüm bunların hesabı bir gün gelir sorulur. Biz her zaman sizin yanınızda ve destekçiniziz’ dedi.

“VAHŞİ KAPİTALİZM SALGIN DİNLEMİYOR”

CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca; “Köylünün toprağına sahip çıkması suç mu, bu ülkenin her yerinde farklı kanunlar mı var, biz Çalı’da Çevre Haftası’nı kutladık bir sorunla karşılaşmadık Kirazlıyayla’da ise durum böyle oldu. Vahşi kapitalizm, salgın, koronavirüs dinlemiyor,  biz bu yüzü Bergama’dan tanıyoruz, Kaz Dağları’ndan, Artvin’den tanıyoruz. Onların para ve rant için yapmayacakları yok ama biz sizin haklı mücadelenizde her zaman yanınızdayız, yaptığınız her eylemde yanınızdayız, mücadelenizin sonuna kadar sizinle olacağız ve başaracağız” şeklinde konuştu.

“BU ÜLKEDE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ DEĞİL ÜSTÜNLERİN HUKUKU GEÇERLİ”

CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, yaptığı konuşmada; “Biz gücümüzü sizden alıyoruz, siz var olup mücadele ettikçe, biz her zaman sizin yanınızda olmaya devam edeceğiz. Bugün bu ülkede hukukun üstünlüğünün değil üstünlerin hukukunun geçerli olduğunu gördük. Aynı açıklama çevre platformu öncülüğünde Çalı’da da yapıldı orada hiçbir engel çıkarılmadı. Köylüler, çevreciler ve  oda temsilcileri toplandı basın açıklaması yaptılar, ama burada bir üstün var ama bilmiyorlar ki onlar üstünlüğü bu milletten, köylüden alıyor” dedi. Açıklamalar başlamadan önce mikrofonun sesinin kısılmasına tepki gösteren Altaca, sözlerine şöyle devam etti:  “Bu sesi bile kıstılar, sadece birbirimize duyuracağımız sesimizi kısmak istiyorlar. Atalarımızın bize bıraktığı bu toprakları sonuna kadar savunmak bizim boynumuzun borcudur.”

Yenişehir Çevre Platformu adına konuşan Ziraat Mühendisi Şafak Şenel Erdem’de, ‘ Kirazlıyayla köylüleri ve Yenişehir halkı olarak biz en başından beri Kirazlıyayla köyümüzde yapılmak istenen kurşun bakır çinko zenginleştirme tesisi ve atık barajına karşıyız.

Bazılarının göstermeye çalıştığı gibi bu sadece maden ve basit bir işletme değildir. Köyümüze 200 mt mesafede kurulacak olan fabrika ve 110 dönüm büyüklüğünde yapılacak atık havuzudur. Şu ana kadar yapılan ağaç kesiminin katbe kat fazlası yapılacaktır. Sadece inşaat alanında kesilecek ağaç sayısı kendi ÇED raporlarında 2 binden fazla gösterilmiştir. 31 Mart’ta başlayan ve hala devam eden ağaç kesiminin yapıldığı alan bizim meramız ve mesire alanımızdır. Köyümüzün 9 tane çeşmesi madencilerin bölgesinde kalmıştır.

Bizim itirazlarımız;

Madenciliğe veya devlete değildir yaşam alanımıza yapılan müdahaleyedir.

Yapılan vahşi madenciliğedir. İnsanların kendi köylerinde, kendi gelecekleri ile ilgili söz hakkının olmamasınadır. İnsanların kendi köylerinde abluka altına alınmasına, üzerlerinde baskı kurulmasınadır. Bizlerin köye girişlerinin kolluk kuvvetlerince engellenmesinedir. Burada topraklarını savunan insanlara, ablalarımıza hakaret edilmesine ve üzerlerinde güç kullanılmasınadır.

Kirazlıyayla köyüne 1.3 km mesafede İznik gölü sahiline kadar ruhsat alanı olan Aydınlar’daki projeyedir.

Yine Kirazlıyayla’da 1293 ha alanda ruhsatlandırılmış, köye 700-800 mt mesafede sondaj kuyuları olan maden aramak için ÇED almış projeyedir.

Şimdilik bilebildiğimiz 3 proje ile 35 bin dönüm orman ve tarım alanımız için maden ruhsatının verilmiş olmasınadır. Bu 3 projenin gerçekleşmesi durumunda Yenişehir ovası Kirazlıyayla ve İznik gölü üzerinde oluşacak baskı ve birikmeli etkiden bahseden tek bir satır yoktur.  Yenişehir ovası sanayi bölgesi değildir. Kısıtlı kaynaklarımızın kamu yararı denerek madencilik faaliyetleri adi altında özel şirketleri daha da zenginleştirecek projelerde kullanılmasına karşıyız. Yenişehir için kamu yararı tarımsal üretimin desteklenmesindedir.

Firma tüm izinleri tamamlamadığı halde ve hukuki süreç devam ederken çalışmasını gittikçe hızlandırmaktadır.  Ormanın ortasında tıraşlanan yer her geçen gün bir yara gibi büyümektedir.

Doğanında hakkı hukuku vardır. Korunmalıdır.  Kirazlıyayla ve Yenişehir’li vatandaşlar olarak biz anayasal hakkımız olan dengeli ve temiz bir çevrede yaşamak için mücadelemize devam edeceğiz’ dedi.

Yapılan açıklamaların ardından grup olaysız bir şekilde dağıldı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>